Karadeniz Pet

Kanatlılarda Bağışıklık Sistemi

  • Konbuyu başlatan Duranettin ERAYDIN
  • Başlangıç tarihi
D

Duranettin ERAYDIN

Guest
4. Kanatlılarda Bağışıklık Sistemi Üzerine
Besin Maddelerinin Etkisi
4.1. Enerji
Karma yemin enerji düzeyindeki değişiklik
kanatlının bağışıklık sistemini etkilemektedir.
Şöyleki; enerji tüketimi; bağışıklık hücrelerinin
aktivitesinin yanı sıra bağışıklığı etkileyen
tiroksin, kortikosteroid, glukagon, kateşölamin
gibi hormonların aktivitesini etkilemektedir
(Rama Rao et al., 1990).
Benson et al. (1993), ticari etlik piliç
karma yemlerinde metabolik enerjiyi artırmak
amacıyla mısır yağı yerine mısır nişastasının
kullanımıyla, immunolojik stresin yem tüketimi
ve canlı ağırlık artışı üzerine olan olumsuz
etkilerini azalttığını bildirmişlerdir. Karma
yemin yağ asidi kompozisyonunun ve
miktarının, prostaglandin sentezini
düzenleyerek kanatlılarda humoral bağışıklığı
ve çeşitli patojenlere karşı korunmayı artırdığı
ifade edilmektedir (Parmentier et al., 2002).
Timusun, dalağın ve bursa fabricius’un
büyüklüğünün rasyon çoklu doymamış yağ
asidi miktarından, omega-6/omega-3 yağ
asitleri oranından ve omega-3 çoklu doymamış
yağ asidi bileşenlerinden önemli derecede
etkilendiği de saptanmıştır. Özellikle doymamış
yağ asitlerinin yüksek düzeylerinin makrofajları
artırarak bağışıklığı artırdığı bildirilmiştir.
4.2. Protein
Bursa fabriciusun ve timusun büyümesinin
kanatlının vücut gelişiminden daha fazla olması
nedeniyle, büyüme döneminin başlangıcındaki
protein yetersizliği lenfoid organların
gelişiminin bozulmasına neden olmaktadır.
Protein yetersizliği antikor üretimini ve T
lenfositlerinin üretimini önlemektedir (Deif et
al., 2007). Glick et al. (1983) karma yemdeki
protein düzeyinin azaltılmasının (ihtiyacın
%33’ü düzeyinde) tavuklarda timustaki
lenfositlerin sayısını azalttığını saptamışlardır.
Payne et al. (1990) normal protein düzeyi
(%21) ile yetersiz protein düzeyli (%7) karma
yemlerle beslenen New Hampshire tavukları
karşılaştırdıkları çalışmalarında; protein
yetersizliğinin lenfositlerin ve tüm beyaz kan
hücrelerinin miktarı ile fitohemagglutinin-M
hücrelerinin çoğalmasını önlediğini özellikle
protein yetersizliğinin hücresel bağışıklığı
olumsuz yönde etkilediğini saptamışlardır.
4.3. Amino Asitler
Kanatlılarda bağışıklığı artırmak için
gerekli olan metiyonin düzeyi maksimum
büyüme için gerekli olandan daha fazla olup
(Swain et al., 2000), yüksek düzeylerde
metiyonin içeren rasyonla beslenen etlik
piliçlerin daha yüksek antikor titresine sahip
olduğu bildirilmektedir. Özellikle metiyonin
yetersizliğinde; lenfosit düzeyi ciddi şekilde
azalmış, bursa fabricius atrofiye uğramış ve
timus bezinin fonksiyonları bozulmuştur (Rama
Rao et al., 2003). Metiyonin ve sistin ilavesinin
hücresel ve humoral bağışıklığın artırılmasında
önemli rol oynadığı bildirilmektedir (Tsiagbe et
al., 1987).
Karma yemdeki lizin düzeyinin artırılması
haemaglutinasyon ve aglutinin titreleri ile IgG
ve IgM düzeylerini iyileştirmektedir. Karma
yemdeki arjininin düzeyi tavuklarda
makrofajların nitrik oksit üretimini, lenfoid
organların ağırlıklarını ve viral bir enfeksiyon
durumunda heterofil/lenfosit oranını önemli
düzeyde artırdığı saptanmıştır (Kidd, 2004).
Valin’in maksimum büyüme için
kullanılan miktarından daha fazlası, bağışıklığı
ve antikor üretimini artırmak için gereklidir.
Lösin, izolösin ve valin gibi yan zincirli amino
asitlerin yetersizliği timusun ve bursa
fabriciusun nispi büyüklüğünü ve etlik
piliçlerde SRBC (sheep red blood cell)’e karşı
antikor titrelerini azaltmıştır. Ayrıca
immunglobulinlerin yüksek düzeylerde treonin
ve valin amino asidi içerdiği, yetersizliği
durumunda bağışıklığın zayıfladığı gözlenmiştir.
4.4. Vitaminler
4.4.1. Vitamin A
Vitamin A, lenfoid organların ve epitel
dokuların canlılığının devamını sağlamak
suretiyle; hücresel ve humoral bağışıklığın
artırılmasında önemlidir. A vitamini, B
lenfositlerinin gelişimini ve farklılaşmasını
yönetmektedir. A vitamininin yetersizliği veya
fazlalılığı, kanatlılarda bağışıklık sistemini
kötüleştirmekte ve E. coli infeksiyonuna olan
hassasiyetini artırmaktadır. Vitamin A
yetersizliğinde, serum immunglobulinlerin
düzeyi düşmekte, IgG, IgA ve mitojenlere
cevap azalmakta ve doğal öldürücü hücre
aktivitesi azalmaktadır (Friedman et al., 1991;
Lin et al., 2002). Ayrıca vitamin A yetersizliği;
bursa fabriciusun bazal hücrelerinin
keratinizasyonuna ve T-lenfosit yanıtında
azalmaya da neden olmaktadır (Kidd, 2004).
Vitamin A fazlalığında; civcivlerin belirli
protein antijenlerine ve hücresel bağışıklığa
olan yanıtları düşmekte ve vitamin E’nin
etkinliği de kötüleşeceği için bağışıklık
azalmaktadır. Vitamin A fazlalığı durumunda,
yetersizliğine kıyasla civcivlerin E. coli’ye
karşı daha hassas oldukları bildirilmektedir.
4.4.2. Vitamin D
Monositleri ve makrofajları içeren
bağışıklık hücrelerinde, vitamin D’nin
reseptörleri veya metabolitleri bulunmaktadır.
Vitamin D3, promonositlerin ve monositlerin
makrofajlara farklılaşması ve makrofajların
düzgün fagositik ve sitotoksik aktivitelerinde
önemli rol oynamaktadır. Vitamin D3’ce
yetersiz karma yemle beslenen etlik piliçlerde
timus ağırlığının, makrofaj fonksiyonunun ve
hücresel bağışıklığın önemli derecede gerilediği
görülmüştür (Aslam et al., 1998).
4.4.3. Vitamin E
E vitamini timusta ve dalakta bulunan T
yardımcı hücrelerin oranını ve çoğalmasını
değiştirmek suretiyle hücresel ve humoral
bağışıklığı artırmaktadır. Vitamin E
yetersizliğinin makrofajların fagositik
aktivitelerini düşürdüğü bildirilmektedir
(Konjufca et al., 2004). Leshchinsky and
Klasing (2001), kanatlılarda bağışıklığı artıran
optimum vitamin E düzeyinin; 25-50 IU/kg
olduğunu saptamışlardır. Ayrıca Konjufca et al.
(2004), 300 mg/kg düzeyinde vitamin E ilaveli
rasyonu tüketen etlik piliçlerde E. coli
enfeksiyonundan kaynaklanan ölüm oranının 3
veya 8 kat azaldığını saptamışlardır. Bu çalışma
vitamin E ilavesinin, etlik piliç besisinin erken
döneminde makrofajın fagositik aktivitesini
artırdığını ortaya koymuştur.
4.4.4. B kompleksi vitaminleri
B kompleksi vitaminleri, birçok enzimin
kofaktörü olarak görev yapmaktadır. Özellikle
vitamin B6 ve bağışıklık üzerinde çalışılmış
olup bu vitaminin yetersizliğinde SRBC’ye
karşı antikor yanıtı ile IgG ve IgM üretiminin
düştüğü görülmüştür. Çünkü lenfoid organların
gelişimi ve devamlılığı için vitamin B6’nın gerekli olduğu saptanmıştır.
4.4.5. C vitamini
C vitamini, antioksidan özelliğinden dolayı
lökosit membranlarının yapısındaki bozulmayı
önlemektedir. Ayrıca glukokortikoidlerin
sentezini azaltarak kanatlıların, stresin olumsuz
etkilerine ve bir çok hastalıklara (E. coli,
Newcastle hastalığı, Gumboro ve Marek
hastalığı) karşı direncini artırmaktadır
(McCorkle et al., 1980; Pardue et al., 1985).
4.5. Mineral Maddeler
Mineral maddeler; enzimlerin kofaktörleri
olmaları ve hormon fonksiyonunu ayarlamaları
nedeniyle, metabolizmanın ve bağışıklığın
düzenlenmesinde önemli rol oynamaktadırlar.
Minerallerin organik-şelat formları, inorganik
formlarına nazaran daha iyi absorbe edildikleri
için; şelat formundaki mineral maddeler karma
yeme ilave edildiğinde bağışıklık önemli
derecede artırılmıştır (Digby et al., 2003).
Özellikle selenyum, çinko, sodyum, klor, bakır,
demir ve kobalt gibi mineral maddelerin
bağışıklık sistemini etkilediği bildirilmektedir.
 
Geri
Üst