Karadeniz Pet

Muhabbet kuşlarında probiyotiklerin önemi (çok önemli)

Ceren S.

Paylaşımcı Üye
Katılım
21 Ağu 2014
Mesajlar
401
Tepkime puanı
14
Özellikle stres kaynaklı , antibiyotik tedavisi sonrası meydana gelen ishallerin baş belası olduğunu sıkça yaşıyor ya da forumda okuyoruz. Önlemini alabilmek ve ishal bu nedenlerle baş gösterdiğinde derhal müdahale edebilmek açısından çok önemli bilgiler içeren aşağıdaki yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Egzotik hayvanlar üzerine çalışmaları olan bir veteriner hekim de bu kadar detaylı olmasa da aynı şeyi söylemişti. Dikkatle okumanızı tavsiye ederim. Dilerim faydalı olur.


PROBİYOTİKLER HAKKINDA HERŞEY ;


Kiracı ve Ev sahibi İlişkisi :

Evrim boyunca bakteriler ve sıcakkanlı hayvanlar birbirlerinden yarar sağlamak için, yakın işbirliği içinde olmuşlardır. Bu karşılıklı ilişki sürecinde bakteri nüfusu yayılarak hayvan vücudunun (en çok ta bağırsaklarda) yerlileri durumuna gelmiştir. Bu ilişkide ev sahibi, sindirim sisteminde istenilmeyen bakterilerden kaynaklanan hastalıklara karşı korunma, vücuttaki suyun kontrolü ve bunun gibi diğer metabolik avantajlara sahip olur. Bakteri, bunun karşılığında; gelişimi için elverişli ortamı ve ev sahibinin vücut salgılarının oluşturduğu besin kaynaklarını kullanma hakkına sahip olmaktadır. Bu karşılıklı ilişkinin işleyişi nedeniyle bağırsaklarda konuşlu faydalı bakteri nüfusu ev sahibi için çok önemlidir.


Etkileşimler :

Bu karşılıklı ilişkinin her üyesi diğerinden doğrudan etkilenir. Ev sahibinde fiziksel yada psikolojik birtakım değişiklikler oluşması bağırsaklardaki faydalı probiyotik bakterinin nüfusunu doğrudan etkiler. Bu değişiklikler, antibiyotik tedavisi, stres, beslenmedeki radikal değişiklikler,ortam değişikliği v.b. gibi faktörler sonucu oluşur. Faydalı probiyotik bakteri nüfusundaki değişiklik kuşların aktivitelerine de yansır; yukarıda belirtilen etkenlerden dolayı probiyotik dengesi bozulmuş kuşun yemi sindirme ve yemden iştifade etme yeteneği azalır.Kuşun bağırsak hastalıklarından kendini koruması güçleşir. Stresin, kalabalığın olmadığı, uygun bir diyetle düzenli olarak beslemenin yapıldığı, gerekli olmadıkça ilaçların verilmediği, temiz ve hijyenik bir ortamda faydalı bağırsak bakteri nüfusunun (probiyotik bakterileri) ideal seviyesi temin edilebilir.


Probiyotik Nedir?

Stressiz, sağlıklı kuşun bağırsağında bulunan bakteriler tedavide kullanılmak üzere uygun şartlar oluşturulmak suretiyle laboratuvar ortamında kültür edilebilir (üretilebilir). Bakterilerin bu şekline probiyotikler denir. Probiyotik konsept (Probiyotik kürü uygulamak); bağışıklık sisteminin arttırılması ve zararlı bakterilere karşı bir tür kalkan oluşturmak maksadıyla bahse konu bakterilerin önceden planlanan zaman programı doğrultusunda haricen kuşa kür olarak verilmesini içerir. Birçok bilimsel çalışma sağlıklı kuşların bağırsaklarında bol miktarda bulunan bu faydalı probiyotik bakterilerinin kontrol altına alınabiliyor olmasına ve diğer zararlı bakterilere karşı koruma sağlıyor olmasına karşın, stresten olumsuz etkilenerek zayıfladıklarını ve hatta yok olduklarını göstermektedir. Bu dengeyi oluşturmak ve devamını sağlamak önem arz etmektedir. Bunun için yapılabilecek en önemli husus kuşlarımızı stresten uzak tutmak olacaktır.


Probiyotikler nasıl etki ediyor?

Sağlıklı kuşların bağırsaklarında bulunan normal bakteriler (Rekabetçi inhibisyon-Lactobacillus sp), olası patojenleri (hastalığa neden olan zararlı bakterileri) kontrol altında tutmaya yardımcı olan laktik asit, hidrojen peroksit, antibiyotik ve diğer maddeler üretirler. Sağlıklı kuşlarda, normal bakteriler tarafından üretilen laktik asit, mide ve bağırsak içeriğinin pH'ını düşük yani asidik tutar. Bu faydalı bakterilerin strese bağlı olarak kaybolması pH'da yükselmeye neden olur. Genel bir kural olarak, patojenik bakterilerin çoğu asidik ortamda çoğalamazlar ve bu nedenle pH'daki bir artış hastalık yaratan bakterilerin yayılmasına kolaylık sağlar. Pek çoğumuzun bildiği gibi, kuşlarımızda hastalığa neden olan yayılmacı (bulaşıcı) bakteriler arasında E-coli, Pseudomonas, Candida (maya ya da pamukçuk) , Salmonella ve Yersinia sayılabilir. Genellikle bu organizmalar fırsatçı şekilde hareket ederler, kuşların stresli oldukları dönemlerde hastalık yaratmak için tetikte beklerler. Yukarıda bahsedilen probiyotik dengenin çeşitli sebeplerden dolayı bozulduğu durumlarda hızla ürerler ve kuşlarda ölümle sonuçlanabilen ciddi hastalıklara neden olurlar. Probiyotikler bağırsaklarda asiditeyi düşürmelerinin yanı sıra, bağırsak hattını kaplayan ve bağırsak duvarındaki bölgelerde bulunan koruyucu sümüksü tabakalar üreterek, E.coli gibi, kuşların bağırsak sistemine yerleşerek çoğalan hastalığa neden olan zararlı bakterileri uzak tutarlar. Problemi, antibiyotik kullanımına gerek kalmadan yok etmek için doğal bir yöntem sunarlar. Ayrıca güçlü bir iştah uyarıcı olan probiyotikler sindirim enzimleri ve B vitaminleri üretirler. Bu etkiler kuşlarımıza özenle seçip hazırladığımız ve sunduğumuz besinlerden maksimum ölçüde faydalanmalarını sağlar.
2003'te yapılan yedinci Avrupa Kuş Veterinerleri Derneği konferansında, Louisiana State Üniversitesinde, Dr. Tom Tully başkanlığında bir ekip tarafından Cockatiel Chicks türü papağanlarda probiyotik kullanımına ilişkin ilginç bir tez sunuldu. Cockatiel Chicks'ler 12 günlük olduklarında anne-babalarından ayrılıyor ve elle beslenmeye başlıyorlardı. Kuşlar pek çok gruba ayrılmıştı. Bazıları probiyotik desteği almış, bazıları ise almamıştı. Kuşlar bu şekilde yetiştirilirken, kilo alma ve hastalıklara karşı direnç gösterebilme becerileri de gözlemlenmişti.

Sonuçlar, iyi bir beslenme programını takip eden sağlıklı kuşların kilo almalarında hiçbir fark olmadığını gösterdi. Böylece çalışmayı yürüten ekip şu sonuca vardı: "Uygun bir beslenme programını takip eden sağlıklı yavrularda önemli bir ekstra faydası görülmemekle birlikte, hasta, stresli ya da deneyimsiz kişilerce ve düzensiz beslenme programları ile beslenen yavrularda, kuşlara özgü bir günlük probiyotik ek besininin faydası olacaktır".
Yetiştirilme sırasında kuşlara kasıtlı olarak hastalığa neden olan bakteriler verildi (Pseudomonas sp., E.coli). Bu bakterileri alan kuşlar arasında, probiyotik ek besini alan grubun daha düşük bir pozitif patojen (hastalık taşıyan bakteri) özellik gösterdiği görüldü. Yapılan kan testlerinde hassaslaşmanın daha az olduğu (daha düşük akyuvar sayımı), yapılan histopatolojide (Dışkı tahlili) ise bağırsaklarda daha az enfeksiyon olduğu tespit edildi.


Probiyotiklerin Kullanımı :

Probiyotik preparatlar pek çok yıldır mevcut olmasına rağmen, bunların kullanımı hakkında hala bazı belirsizlikler vardır. Yeni ürünler çıktıkça, hatalı bilgilerin de yayılması kolaylaşmaktadır. Durum tüm kuşların aynı hatta benzer bağırsak bakterilerine sahip olmadığı gerçeği ile daha da karmaşıklaşmaktadır. Tavuk gibi, kümes hayvanlarında çok sayıda gram-negatif (iç parazitler) bakteriler bulunur. Bunlar da diğer türlerde hastalık yaratabilme kapasitesine sahiptirler. Papağan türü kuşlarda, gram-negatif bakteriler çok düşük sayıdadır. Bunlarda da çok sayıda gram-pozitif (dış parazitler) bakteriler bulunur. Lorikeet'lerde (avustralya kuşu) neredeyse hiç bakteri bulunmaz. Buna karşılık kanarya ve Avustralya ispinozu gibi passerinelerde kalıcı bir bağırsak bakterisi popülasyonu yoktur. Dışkıdaki bakteriler sadece geçici olanlardır.


Peki probiyotikler ne zaman kullanılmalıdır?

Her türlü stres durumunda en faydalı bakteriler ilk önce kaybedilenlerdir. Bu faydalı bakteriler yok olduktan sonra, bakteri yada mantara neden olan hastalıkların aşırı gelişimi için uygun ortam sağlanmış olur. Bu da ishal, iştah azalması ve hastalığa dirençsizlik olarak kendini gösterir. Probiyotikler faydalı ve faydasız bakterilerin dengesini de düzenleyebilirler. Stres durumundan sonra en kısa zamanda yada stres durumundan hemen önce verilmeleri iyi olacaktır. Böylece, hastalık problemlerinin önüne geçilebilir.


Özetlemek gerekirse aşağıdaki haller durumunda probiyotik kullanımı bir çok hastalığı ortaya çıkmadan önce önleyecektir:

1. Üreme sezonu ve tüy döneminde en iyi şekilde bakılmalarına rağmen, kuşlar halsizleşebilirler. Probiyotik kullanımı anne-babaları üreme sırasında güçlendirirken, tüy dönemindeki yavruları da hastalıktan korur.

2. Kuşların satın alınmasından ve nakliyelerinden sonra yakalama ve kafese yerleştirme, özellikle karakter olarak agresif türlerde aşırı derecede zor olabilir. İştah ve su tüketiminde azalma, fizyolojik strese de neden olabilir. Bu durumlardan önce ve sonra probiyotik uygulaması istenmeyen durumların önüne geçer.

3. Kullanımından sonra pek çok antibiyotik, sadece hastalığa neden olan bakterileri değil, aynı zamanda bağırsaktaki faydalı bakterileri de öldürürler. Antibiyotik tedavisi durduğunda, bağırsak bu bakterileri kuşların kendi çevrelerinden tekrar toplayabilir. Probiyotikler kuşları bu sırada hastalıktan korumaya yardımcı olur.


Probiyotik Kullanımı Üzerine Not :

Bazı şehirlerde, şehir şebeke suyuna dezenfekte maksadıyla flüorit, klor veya klorin katılması, probiyotik kullanımını kesintiye uğratabilir. Kentlerde, su arıtma ve dağıtım şebekesine yakın yerlerdeki şebeke sularındaki flüorit, klor veya klorin miktarları probiyotik organizmaları öldürecek kadar yüksek olabilir. Bu nedenle, kuşlarımıza direk şebeke suyunu vermek zararlı olacağından 24 saat bekletildikten sonra kullanılmalıdır. Zira 24 saat bekletilerek dinlendirilen sudaki bahse konu kimyasallar buharlaşacak ve sudan yok olmaslarda zarar veremeyecek miktarda kalacaklardır. Başka bir yöntem de, yağmur suyu ya da damıtılmış su kullanmaktır. Pek çok suda çözünen probiyotik preparatları da yeme katılabilir. Bazı preparatlarda bu yöntem daha hızlı ve daha etkin şekilde, probiyotiklerin sindirim sistemine ulaşmasını sağlar.

Mucize bir tedavi olmamakla birlikte, probiyotiklerin bazı durumlarda kuşların sağlığını korumak konusunda çok yardımcı oldukları söylenebilir.

(ALINTIDIR)
 
Son düzenleme:
Çok teşekkür ederiz. Gerçekten çok yararlı bir yazıyı paylaşmışsınız. Acaba uzun süre içerlerse bi zararı oluyor mu? Ya da en fazla kaç gün sularına konulmalı? Antibiyotik kullanımından sonra kaç gün verilmeli? Bunları da merak etmiyor değilim.
 
Geri
Üst