Karadeniz Pet

Kuş Hastalıkları,Tedavi ve İlaçları 4

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

muhabbetkusu

Yönetici
Site Yöneticisi
Katılım
16 Ocak 2013
Mesajlar
3,078
Tepkime puanı
51
Kuş Hastalıkları,Tedavi ve İlaçları

KUŞ GRİBİ :

1. Kuş gribi nedir?

Kuş gribi (avian influenza) influenza virüsünün A tipinin neden olduğu ve kuşlarda görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Kuşların çoğu enfeksiyona duyarlıdır ama birkaç tür daha dirençlidir. Enfeksiyon kuşlar arasında oldukça hızlı yayılır ve öldürücü seyreder.

2. Etken virusun özellikleri nelerdir?

Etken olan influenza virüsünün 15 alt tipi bulunmaktadır. Influenza virüsleri hemaglutinin ve nörominidaz (N) antijenlerine göre sınıflandırılır. Bunlar içinde H5N1’in özel bir önemi vardır. Balıkesir’de görülen salgında H5N1’in etken olduğu

Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü tarafından 13 Ekim 2005’ de açıklandı.

3. H5N1 neden önemlidir?

H5N1 tipi enfeksiyon insanlarda hastalık ilk kez 1997 yılında bildirilmiştir. H5N1 diğer influenza türlerine göre daha ciddi ve öldürücü seyretmektedir. Ayrıca, H5N1 hızlıca mutasyon yapabildiği için daha hızlı yayılabilecek yeni virüslerin oluşmasına kaynak oluşturabilecektir.

4. Virüs ne kadar dayanıklıdır ve nasıl etkisizleştirilir?

Virüs, enfekte olmuş alanlarda düşük sıcaklıkta en az 3 ay canlı olarak kalabilir. Enfekte olan kuşlar virüsleri en az 10 gün boyunca ağız ve dışkı yoluyla atarlar. Virus, 60 derecede 30 dakika ısınma yoluyla ve ayrıca yaygın kullanılan dezenfektanlarla etkisizleşebilmektedir.

5. Salgın nasıl oluşur ve insanlara nasıl geçer?

Doğrudan ya da dolaylı yollarla vahşi göçmen kuşların evcil kuşlara enfeksiyonu bulaştırması en önemli salgın nedenidir. Ayrıca, canlı kuş pazarları salgının yayılmasında önemlidir. Özellikle ölü veya canlı hastalıklı kuşlar ve kuşların atıklarına maruz kalan kişilere solunum ve temas yoluyla bulaşır.

6. Ülke içinde ve ülkeler arasında nasıl yayılır?

Hastalık bir ülke içinde çiftlikler arasında hızlıca yayılım gösterebilir. Enfekte olmuş araçlar, elbiseler, ayakkabılar aracılığı ile bir yerden diğerine taşınırlar. Bir ülkeden diğerine ise uluslararası canlı kümes hayvanları ticareti ve göçmen kuşlar aracılığı ile taşınabilir.

7. Bugüne kadar olan salgınların özellikleri nelerdir?

2003 ve 2004 yıllarında Asya ülkelerinde (Vietnam, Kamboçya, Endonezya, Malezya, Thailand) toplam yaklaşık 120 kişi hastalanmış ve bu kişilerin 60’ı (%50) ölmüştür.

8. Kuluçka süresi kaç gündür?

Ortalama 2-5 gün olup, 17 gün sonra hastalık geliştiği bildirilmiştir.

9. Hastalığın klinik özellikleri nelerdir?

Gripte görülen klasik bulgular bu grupta da geçerlidir. Ateş, baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları, boğaz ağrısı, öksürük en sık görülen belirtilerdir. Ayrıca, bu hastalarda diğer grip türlerine göre daha fazla ishal bildirilmiştir.

10. İnsandan insana geçiş var mıdır?

Literatürde az sayıda sağlık çalışanları, kümes hayvancılığında çalışan işçiler ve aile üyeleri arasında şüpheli geçiş olguları bildirilmiş olsa da Dünya Sağlık Örgütü, insandan insana geçiş olmadığının altını çizmektedir.

11. Kimler risk altındadır?

Ölü ya da canlı hasta hayvanlarla veya hayvan atıklarıyla doğrudan teması olan kişiler en büyük risk altındadırlar. Ayrıca hasta insanlarla teması olan sağlık çalışanları da koruyucu önlemleri (eldiven, maske, önlük) almalıdırlar.

12. Yiyecek yoluyla geçer mi?

Hastalıklı hayvanların ürünlerini yemek yoluyla enfeksiyon alan bildirilmiş hasta yoktur. Ancak kümes hayvanlarının etlerinin iyi pişirilmeden yenmemesi önerilmektedir.

13. Korunma önlemleri nelerdir?

Hastalık şüphesi olan hayvanlarla teması olanlar mutlaka eldiven ve maske kullanmalıdırlar. Kümes hayvanları ürünleri pişirilerek yenmelidir. Eller sıkça yıkanmalıdır.

14. Tedavisi var mıdır?

Ülkemizde tedavi için lisans almış 2 ilaç bulunmaktadır; oseltamivir ve zanimivir. Bu ilaçların belirtiler başladıktan sonra ilk 48 saat içinde başlanması gerekmektedir.

15. Aşısı var mıdır?

Halen varolan grip aşıları H5N1 virüsüne karşı koruyucu değildir. Ancak insanların diğer grip hastalıkları için aşılanmaları önerilmektedir.

16. Salgının önlenmesi için yönetsel düzeyde neler yapılmalıdır?

a. Hızlıca hasta kuşların izolasyonu ve hasta kuşların itlafı sağlanmalıdır. Hastalık hayvanlar arasında çok hızlı yayılabilmektedir.

c. Göçmen kuşların gidebileceği yerler potansiyel salgın noktası olarak yakından izlenmelidir.

d. Tüm bu çalışmaları yürütecek ilgili tüm sektörleri barındıran bir örgütlenmeye gidilmelidir.

17. İnsanlar etkilenmemek için neler yapmalıdırlar?

a. Ölü ya da canlı kanatlı hayvanlarla teması olanlar gerekli temas önlemlerini (eldiven ve maske) almalıdırlar.

b. Canlı tavuk veya hindi alınmamalı, denetimden geçmiş ürünler tüketilmelidir.

c. Kanatlı hayvanlar uygun koşullarda iyice (60-70 derece) pişirilmelidir, az pişmiş olarak tüketilmemelidir. Çıplak elle dokunulduğunda eller mutlaka sabunla yıkanmalıdır.

d. Yumurtaların kabukları en fekte olabileceği için bol su ile yıkanmalıdır.

e. Hastalık şüphesi olanlar hızlıca sağlık merkezine başvurmalıdır.

f. Hasta olan veya hasta olduğundan şüphelenilen kişilerle temas eden aile yakınları ve sağlık çalışanları koruyucu maske ve önlük kullanmalıdırlar.

Su kuşları ve Kuş Gribi Doğa Derneği Görüşü
Kuş gribinin sukuşları aracılığı ile yayıldığı bilinmektedir. Yaygın kanının tersine:

1. Sukuşları içinde bulunduğumuz kış aylarında yoğun hareket halindedir.
2. Bu hareketler iklim koşullarına göre şekillenmektedir ve kuşlar soğuk bölgelerden sıcak bölgelere doğru hareket etmektedir.
3. Bu hareket tek bir çizgi şeklinde olmamaktadır. Tek çizgi halinde İstanbul, Artvin ve Hatay illeri üzerinden geçen türler leylekler ve yırtıcı kuşlardır ve bu düzenli göç hareketi yalnızca sonbahar ve ilkbahar aylarında olmaktadır. Sukuşları için bu rota geçerli değildir.

Doğa Derneği, sukuşlarını kış aylarında saymaktadır. Bu sayımlar tüm dünyada ve Türkiye’de 15 Ocak – 15 Şubat tarihleri arasında yapılmaktadır ve en son sayım 2005 yılında yapılmıştır. 1999, 2002 ve 2005’te 120 alanda yapılan sayım sonuçları ekteki haritada özetlenmiştir. 2005’te toplam 1 milyon 285 bin 273 sukuşu sayılmıştır. Kuş gribinin yayılmasını engellemek amacıyla sadece Doğu Anadolu’da değil, tüm sulakalanlarda aşağıdaki önlemler alınmalıdır:

1. Tüm sulakalanlarda ölü yabani kuşların araştırması acilen yapılmalıdır.
2. Tüm sulakalanlar risk bölgesidir. Bu nedenle, büyük göllerin civarı başta olmak üzere bu alanlarda kanatlı hayvanların kümeslerin dışına çıkarılması yasaklanmalı ve evcil hayvanlarla yabani kuşların teması en aza düşürülmelidir.
3. Civarında yoğun kümes hayvancılığı yapılan sulakalanlarda, hastalığın teşhisi ve acil durum için çok daha ayrıntılı çalışmalar derhal başlatılmalıdır.
4. Ülke sathında av yasaklanmalıdır.

Sukuşları, kuş gribinin taşınma yollarından biri olmakla birlikte FAO (Dünya Gıda ve Tarım Örgütü) kaynaklı raporlara göre hastalığın esas yayılma kaynağı kümes hayvancılığıdır. Yine FAO’ya göre, bu güne kadar hastalığın rastlandığı Hong Kong, Pakistan, Yeni Zelanda gibi ülkelerde göçmen kuşlar üzerinde yapılan klinik testler sonucunda kuş gribi virusüne rastlanmamıştır. Bu kapsamda, hastalığın yayılmasında üç ana mekanizma etkilidir:

1. Canlı kümes hayvanı ticareti.
2. Kümes hayvancılığı yapılan yerlerdeki zayıf biyogüvenlik önlemleri.
3. Hastalığın bulaştığı materyallerin taşınması – örneğin, çamur, toprak, taşıtlar, ayakkabılar ve doğal su yolları.

Türkiye’de bu güne kadar ortaya çıkan kuş gribi vakalarına paralel gelişen büyük sayılarda yabani kuş ölümlerine rastlanmamıştır. Oysa, Dünya Kuşları Koruma Kurumu (BirdLife International) kaynaklarına göre Temmuz 2005’te tavuk çiftliği kaynaklı kuş gribi görülen bir bölgede 6 bin ölü Hint kazında (Anser indicus) ve çok sayıda karabatak, martı ve ördeğe rastlanmıştır. Öte yandan, son kuş gribi vakalarının gözüktüğü Yozgat ve Erzurum gibi illerde kışın sukuşlarının yüksek sayılarda bulunduğu sulakalanlar bilinmemektedir.

Bu nedenlerle, Türkiye’de evcil kümes hayvanı ticareti ve biyogüvenlik konularında etkili önlemler alınmalıdır.

DEZENFEKTE İÇİN KULLANILAN DEZENFEKTAN BİTTİĞİNDE AYNI ÜRÜNDEN SATIN ALMAMAK VE TAMAMEN FARKLI KİMYASALLARDAN OLUŞAN BAŞKA BİR ÜRÜN ALMAK GEREKİR.

( Mikroplar aynı ürüne karşı zamanla bağışıklık oluşturduklarından )

KLOR EN UCUZ DEZENFEKTANDIR ANCAK DEVAMLI KULLANILMAMASI ÖNERİLİR.


KANARYALARDA KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER:

ETKEN MADDE İçme Suyu ( mg/Lt) Yem/Mama (mg / Kg)

Amoksilin 200-400 300-500

Ampisilin 1000-2000 2000-3000

Kloramfenikol 100-200 200-300

Klortetrasiklin 1000-1500 5000

Dokasisiklin 250 1000

Eritromisin 100 200

Furaldaton 100-200 200

Linkomisin 100-200 200

Neomisin 80-100 100

Spektinomisin 200-400 400

Spiramisin 200-400 400

Sulfonamid 50-100 100

Polimiksin 50.000 İ.Ü. 50.000 İ.Ü.

Tylosin 250-400 400

İLAÇ ÖZELLİKLERİ VE KULLANMA KILAVUZU



*BAYMEC %1 (ANTİPARAZİTER)

Kullanıldığı Yerler : Bit tedavisinde kullanılır,emici ve ısırıcı bitlerde ayrıca iç ve dış parazitlerde mükemmel sonuç verir.

Dozaj : 2 lt. suya 2 ml. Baymec karıştırılıp iyice çalkalandıktan sonra suluklara konur 24 ila 48 saat sonra su temiz suyla değiştirilir.

Tedavi ayda bir tekrarlanır.

Not: Hiçbir dönemde yan etkisi yoktur.(Yumurta, yavru, tüy, vb.)

*BİYOMEC %1(ANTİPARAZİTER)

Baymec ile aynı ham maddeyi içerir,aynı yerlerde aynı oranda kullanılır.

*VİTAFORM(Suda Eriyen Toz Vitamin)

Kullanıldığı Yerler: Gelişmeyi sağlıklı büyümeyi, döllenmeyi sağlar.Kuşlar için büyük 8 esas vitamini en uygun oranlarda ihtiva etmektedir.

1. Vitamin A: Kuşun gücünü arttırarak hastalıklardan korur.
2. Vitamin D3 : Yumurta kabuğu sağlamlığını sağlar.
3. Niasinamid : Ağız boşluğunda oluşan iltihaplanmayı önler, tüyleri güzelleştirir.
4. Kalsiyum Pantotenat : Deri iltihabını önler, tüy kalitesini arttırır.
5. Vitamin B2: İshali önler.
6. Vitamin B12 : Büyümeyi sağlar,
7. Vitamin K : Bağırsak kanamalarını önler.
8. Vitamin E : Döllenme gücü ve verimi arttırır.

Dozaj:1 lt. suya bir çay kaşığı (2gr) hastalıkta 1 lt. suya 2 çay kaşığı.

*DEPOMİN (Mineral Ve Aminoasit Kombinasyonu)

Kullanıldığı Yerler: Genç hayvanlarda gelişmeyi hızlandırır.

Yemden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlar .

Hayvanın tüyden kolay çıkmasını sağlar.

Dozaj: 1 lt. Suya 1 kapak atılır. Haftada 2 defa verilir.

*TETRAMEZATİN

Kullanıldığı Yerler: İshal tedavisinde kullanılır.

Dozaj: 2,5 lt. Suya 2,5 gr. atılır. Tedavi 3 gün sürer ilaçlı suyun 6-12 saatte tamamen içilmesine dikkat edilmelidir.

(Su bitecek oranda konulmalıdır.) Her gün taze su hazırlanacak.

*NEOPRİM

Kullanıldığı Yerler:İshal tedavisinde kullanılır.

Dozaj: 2,5 lt. suya 1 gr.(yarım çay kaşığı) tedavi 3 gün sürer.

*TYLAN

Kullanıldığı Yerler: Solunum yolları enfeksiyonlarında kullanılır.

Ayrıca yer değişikliği ve stres durumlarında kullanılır.

Dozaj : Koruyucu olarak haftada 2 gün 2 lt. suya 1 gr. (Yarım çay kaşığı ) tedavi amaçlı 1lt. suya 1 gr. 5 gün verilir.

*ESB3

Kullanıldığı Yerler: Küf mantarlarının yol açtığı hastalıklara iyi gelir.

Nemin yoğun olduğu ortamlarda uzun süre verilebilir.

Kanlı ishal durumlarında da kullanılır.

Dozaj:Koruyucu olarak 1 lt. Suya 1 gr.

Tedavi amaçlı 1 lt. suya 2 gr. 3 gün kullanılır.

*NEO TERRAMYCİN

Kullanıldığı Yerler: Kronik solunum yolu enfeksiyonları (Sinuzit,Burun akıntısı ) stres ve vücuttaki yararlanmalardan sonra kullanılır.

Dozaj: Koruyucu olarak 2 lt. suya 2 gr. Tedavi 1 lt. suya 1 gr.

*NEO TERRAMYCİN + VİTAMİN

Dozaj: Koruyucu olarak 1 lt. suya 2 gr. Tedavi 1lt. suya 4 gr.

*BAYTRİL ( %2.5)

Kullanıldığı Yerler: Kanaryalarda bilinen 30 çeşit hastalığın (Kuyruk sallama ,hırıltı, sebebsiz ölümler , virüs hastalıkları ) tedavisinde kullanılır.

Dozaj: Koruyucu olarak 1 lt. suya 2 ml. Tedavi :1 lt. suya 4ml. 3 ila 7 gün



*BAYTRİL (%10)

Dozaj: Koruyucu olarak 2 lt.suya 1 ml. Tedavi: 2 lt. suya 2 ml.

*VİLFLOKS

Kullanıldığı Yerler : Yumurtada yavru ölümleri .solunum sistemi hastalıkları ve ishaller.

Dozaj: Koruyucu olarak 2 lt. suya 1 ml. Tedavi:1 lt. suya 1 ml. 3 gün

*POLİSAMİN ( VİTAMİN )

Dozaj: 1lt. suya 1 çay kaşığı. Yumurtlama ve tüy döneminde 2 gün ara ile normal zamanda haftada 1 gün verilir.



KAFES KUŞLARINDA HALKALI KURT ENFEKSİYONLARI

Askarid olarak bilinen halkalı kurtlar kuşların sindirim sistemi, solunum sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, damarlar, beyin ve merkezi sinir sistemi, göz ve diğer yumuşak dokular gibi bir çok organa ve dokuya yerleşebilir.

Yumurta yoluyla bulaşan bu parazitler papağan ve muhabbet kuşlarında daha sık görülür. Ağız yoluyla alınan yumurtalar kuşun ince bağırsaklarında açılır ve içinden çıkan parazitler önce larva ve daha sonra da ergin hale gelirler. Dişi parazitler tarafından bağırsakta yumurtlanan yumurtalar kuşun dışkısı yoluyla aynı şekilde çevreye yayılırlar. Yaşadıkları ortam nemli ise uzun süre canlı kalabilirler.

Askaridler kuşlarda ishal, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtilerle seyreder. Bazı kuşlarda kusma veya aşırı miktarda dışkı yapma da görülür. Şiddetli ve aşırı miktarda olan parazitler sindirim sisteminde tıkanmaya ve bunun sonucunda kuşun ölümüne yol açabilir.

Hastalığın tedavisinde veteriner hekiminizin önereceği ilaçları kullanmalısınız. Tedavi genellikle 10-14 gün içinde tekrarlanır. Kuşun yaşadığı çevreden yeniden parazit almasını önlemek amacıyla kafesi, suluklarını, oyuncaklarını ve kullandığı tüm malzemeyi dikkatlice temizlemeli veya değiştirmelisiniz. Parazit yumurtaları dezenfektanlara karşı oldukça dirençlidir ama sıcak buhar uygulaması ile yumurtalardan garantili olarak kurtulabilirsiniz.

Kuşunuzun parazit enfeksiyonlarından korunması için düzenli olarak dışkı ve parazit muayenelerini ihmal etmeyin. Ayrıca kafesinde ve yaşam alanındaki hijyenin korunması ve varsa ortamdaki aşırı rutubetin dengelenmesi önerilir.



Kafes kuşlarında mantar enfeksiyonları

Candidiasis, kafes kuşlarında Candida albicans adı verilen bir mantar türünün yol açtığı enfeksiyonların genel adıdır. Bu mantar türü normal çok az sayıda bütün kuşların sindirim sisteminde bulunur ancak enfeksiyona neden olmaz. Eğer bu mikroorganizmanın sayısı artarsa veya sindirim sisteminde bir hasar varsa, sindirim sisteminde, gaga ve solunum sistemi gibi diğer organlarda, deri, tüy, göz ve üreme organlarında da enfeksiyon oluşur. Candida enfeksiyonları muhabbet kuşlarında ve papağanlarda çok daha nadir görülür.

Mantar, daha ziyade genç kuşlarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan hayvanlarda ortaya çıkar. Mantarın oluşma riskini arttıran faktörler çok çeşitli olabilir:

* Kursağın geç boşalması

* Uzun süreli ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı

* Kafes temizliğine dikkat edilmemesi

* Vitamin A yetmezliği

* Hatalı beslenme

* Stres, ortamda sigara içilmesi, travma ve bazı virüs enfeksiyonlarının yol açtığı tahribatlar.

Hastalığın belirtileri yerleştiği organa göre değişiklik gösterir. Tek bir organda olabileceği gibi, birkaç organa aynı anda yerleşebilir. Ağız ve gaga bölgesinde olduğunda ağız kokusu ve ağızda beyaz plaklar oluşur. Enfeksiyon genellikle alt ve üst gaganın birleştiği açıda oluşur. Gagadaki hastalıkta yemi geri çıkarma, iştah kaybı ve halsizlikle birlikte depresyon izlenir. Gaga kalınlaşır, yemin kursağı geçişi gecikmeye başlar.

Enfeksiyon, sindirim sisteminin alt bölgelerine yerleştiyse, sulu dışkı, kusma, kilo kaybı, iştahsızlık ve depresyon görülür. Solunum sistemindeki mantar ise burun akıntısı, ses ve ötüş değişiklikleri, solunum güçlüğü ve kolay yorulma gibi belirtiler izlenir.

Hastalığın teşhisinde mantarın miktarı ve belirtilerin tespiti önemli. Tedavi olarak veteriner hekiminizin seçimine ve önerisine göre antifungal ilaçlar kullanılır. Hastalığa zemin hazırlayan stres, kötü bakım ve beslenme gibi koşulların düzeltilmesi de hastalığın iyileştirilmesinde çok önemli rol oynar.

Kaynak: Vet.Dr. Yücel MERAL
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst