Karadeniz Pet

Kuruma hastalığı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

muhabbetkusu

Yönetici
Site Yöneticisi
Katılım
16 Ocak 2013
Mesajlar
3,078
Tepkime puanı
51
anaryalarda Megabactriosis Tedavi Ve TeşhisKanarya – MEGABACTERİOSİS TEŞHİS VE TEDAVİ İLKELERİ
KANARYALARDA sak GÖRÜLEN BİR HASTALIK
(Kuruma sendromu bulguları)

Megabakteriosis hakkında son zamanlarda bir takım yazılar yazılmaktadır. Bu makalenin amacı mevcut bilgileri kanarya severler için kullanılabilir hale getirmek, yanlışları düzeltmek ve bilimsel temellerle desteklemektir.

GENEL ÖZELLİKLER;
Bu hastalığa megabakteriosis, hastalığı yapan mikroorganizmaya ise diğer mikroplara göre büyük olduklarından megabakter denir. Aslında bakteri değillerdir, bunlar tam sınıflandırılamamış fungus yani mantardır.
Bu hastalık kanatlılarda görülur. Özellikle papağan benzeri kuşlar ve kanarya, finch gibi kuşlarda görülür.
İlk defa 25 yıl önce bulunmuş, mikroskop altında çok büyük olduklarından ve bakteri sanıldığından megabakter denilmiş. 1989-1990 yıllarında Avusturalya’dan İngiltereye getirilen muhabbet kuşlarında toplu ölümler olmuş, ve bundan sonra pet kuşlarında önemi anlaşılmıştır. Ve gittikçede temel pet kuşları sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

SIKLIĞI
Bir literatürde; ölü olarak getirilen 312 pet kafes kuşunun (178 kanarya, 40 muhabbet, 94 papağan) otopsisinde (nekroskopi); kanaryaların %28’inde, muhabbet kuşlarının %22,5 inde megabakteriosis patolojik bulgularına rastlanmıştır. Yani yaklaşık kanarya ölümlerinin 1/3’ünden sorumlu tutulmuştur.
Ayrıca bu mikrop (megabakter) hastalık oluşturmadan da kuşların bağırsaklarında bulunabilmektedir, yine bir araştırmada muhabbet kuşlarının ‘-%64 ünün bu mikrobu taşıdığı belirtmektedir.
Ülkemizde bu konuda her hangi bir çalışma yoktur. Kendi yaptığım ölü kuşlarımın (kuruma sonucu) bağırsak lavajlarındaki mikroskopik incelmemde, tüm örneklerde megabakterlere rastladım.Fakat bu gördüklerimin megabaktermi olduğunun boyama yötemiyle doğrulaması yapılmamıştır, megabakter görüntülerine aşinalığımda internet de bulduğum mikroskobik görüntülerle sınırlıdır. Yukarıdaki araştırma Belçika’da yapılmış olup, orada bile %30 ölümlerden sorumlu olması, bizde daha fazla olacağını göstermektedir.
Ülkemizde “Kuruma Hastalığı” olarak tanımlanan durumun %80-90 nedeninin megabakteriosis olduğunu düşünmekteyim. Fakat bu konuda ciddi çalışma gerekliliği vardı.

ETKENİ
Hastalığın etkeni Macrorhabdus ornithogaster (genellikle magabakter denilmekte) olup bir fungus yani mantardır, bir bakteri veya virus değildir. Bazik ortamları sever, yani asidik bir midede yaşaması zordur. Daha çok kuşların mide bağırsak sistemlerini sever. Memelilerde yalnızca kedilerin burun sıvısı ve akciğerlerinde rastlanmıştır, hastalık potansiyeli memelilerde yok denilmektedir.

BULAŞMA
Bulaşma yolu tam olarak bilinmemekle birlikte oral-fekal bulaşın etken olduğu düşünülmektedir. Yani dışkı ile bulaşmış gıda, sudan ve ayrıca hasta kuşun ağız salgısından da bulaşmaktadır.
Bazı kuşların hasta olmadan bu megabakterileri taşıdığı ve bu tip kuşlaraın genetik direnç gösterdikleri düşünülmektedir. Fakat bu kuşlar “TAŞIYICI” olmaktadır, yani diğer kuşları hasta edebilmektedirler. Ayrıca taşıyıcı kuşların yavrularıda bu hastalığa karşı dirençli olmaktadır.

PATOLOJİ
Bu mantar sindirim sistemine ağız yoluyla gelmekte, mide ve bağırsakların proventrikül denilen (kursak) bölümlerine yerleşmekte. Burada bağırsak yüzeyindeki hücrelere zarar vermekte ve sindirimi yok ederek kuşun besinlerden faydalanmasını engellemektedir. Gıdalardan yeterince faydalanamayan kuş önce yağ dokusunu kayıp etmekte, zayıflatmakta son aşamada da, elektrolit dengesi bozulup, kas dokusunu da kayıp ederek ölmektedir.

BULGULAR
Akut ve kronik form olarak iki şekilde gelişme göstermektedir. Akut formda hasta kuş günler içinde ölmekte, kronik formda ise haftalar-aylar (3-8 ay) içinde zayıflayarak ölmektedir. Bu hastalığın spesifik bulgusu yoktur, bir çok hastalıkta görülen bulgularla bu hastalığın bulguları birbirine karışır.
En önemli bulgusu “KURUMA SENDROMU” bulgularıdır.
Bu bulgular;
1. Zayıflama; Genellikle çok geç fark edilir, kuşun zayıfladığını ancak elimize aldığımızda fark ederiz. İlk aşamalarda kuş yağ dokusunu kaybeder, karın ve göğüs yağ dokuları görülmez. İleriki aşamada kas doku kaybıyla, jilet göğüs olur, ölüme yaklaştığının belirtisidir.
2. İştah Kaybı: Çok belirgin olmamakla birlikte akut formlarında iştah hızla azalır.
3. Hareketsizlik: Geç dönem bulgusudur, kuş tünekte kabarmış ve hareketsiz olarak durur.
4. Antibiyotiklere direnç: Ne tür antibiyotik verirseniz verin iyileşme görülmez
Diğer bulguları biraz daha spesifiktir, ama yinede tam teşhis koydurucu bulgular değildir.
Belirtileri;
1. İshal: Hasta kuş ilerleyen dönemlerde bağırsaklarda gıdalar ve su emilemediğinden ve bağırsaktan dışarı su atıldığından ishal olur, bazen kanlıdır. Ama genellikle geç dönem bulgusudur. Dışkı, koyu yeşil, kahverengi ve siyah olabilir
2. Sindirilmemiş Gıda: Bu bulgu biraz daha spesifiktir, dışkıda iyi sindirilmemiş yem parçaları görülür. Ama anlamak çoğu zaman zordur.
3. Kusma: Anlamak oldukça zordur. Bazen kanlıda olabilir. Kusmayı anlamanın en iyi yolu kuşun yem yedikten ve/veya su içtikten sonra başını sıklıkla sallaması ve kafes yan duvarlarına yapışmış kırık yem parçalarıdır.

TEŞHİS:
Oldukça zordur, dışkıdan, ağız salgısından alınan numunelerden kültür yapıp megabakteri üretmek çok zordur. Teşhis çoğunlukla ölen kuşların otopsisi sonrası konulmaktadır.
Kendi deneyimim;
Genelikle geç anlaşılıyor. Jilet göğsü hep gördüm. Bununla birlikte karnın şiş olması, karına bakıldığında göğüs kafesinden daha yüksekte gözükmesi, karın içinde bağırsakların yumak gibi gözükmesi en sık rastladığım bulgular. Ayrıca bu kuşların ağızlarına baktığımda dilleri ve diğer pembemsi görülen yerlerin renkleri açık renk olmakta, beyazlaşmakta. Genellikle bulgularla teşhis koymak çok zor, ben tedavi sorası düzeldi ise megabakteriosis teşhisi koymaktayım. Dışkı incelemelerinde megabakterleri görmek çok zor, nedeni de çok alışkın göz gereklidir. Ayrıca boyamada yapılmalıdır ki bu biz yetiştiriciler için çok zordur. Ancak özel merakı, mikroskoba ve mikrop boyama tekniklerini bilen profesyonelere ihtiyaç vardır.

TEDAVİ;
Oldukça zordur, klasik antibiyotiklere cevap vermez iyileşme göstermez. Penisilin, ve diğer grup antibakteriyeller (tylan, pulmotil, ampicillin, flagyl, nifkol vb) bu hastalıkta etkisizdir. Eğer bu tip antibiyotiklerle düzeliyorsa bu megabakteriosis değildir. Fakat Sayın Ruhi Saruhan’ın belirtiği bir reçete vardır ki bunun etkinliğini ben denemediğim için bilemiyorum, ama özellikle asitleştirici ve probiyotik kullanması iyileşmeyi sağlamada bu yöntemin incelenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Tedavide kullanılan ilaçlar şunlardır;

1. Amphoterecin B ;
Bu ilaç damardan verilir bu nedenle küçük kuşlar için uygun değildir. Fakat bazı ilaçların damardan verilen sıvı formu ağızdan verilincede eltili olmaktadır, ilacın üreticilerine sordum fakat daha cevap vermediler. Olduça pahalıdır, bir şişesi yaklaşık 250 ytl. Abelcet, Fungizone, Amphocil piyasa adlarıyla eczanelerde bulmanız mümkün. Yurtdışında ağızdan alınan formlarıda vardır. Fakat çok pahalıdır.

2. Nystatin:
Bu ilaç literatürde kullanıldığı belirtilmekte fakat etkinliği konusunda şüpheler vardır. Korunma amaçlı verilebileceği belirtilmekte. Fungostatin ve Mikostatin isimle eczanelerde şurup formunu bulabilirsiniz. Fiyatı yaklaşık 7 YTL’dir.
Kullanımı; günde 4 kez kuşun ağzına 2 damla damlatılır, arkasından 1-2 damla su verilir, başını sallayıp dışarı atmasını engellmek için boğazı aşağıya doğru hafifçe sıvazlanır, ayrıca suyuna (100ml) 1 kaşık konur. Suluğun koyu renk plastikten yapılmış olmasına özen gösterilir.

3. Fluconazol:
Ben bu ilacı kullanıyorum. Hem şurup hemde kapsül formu bulunmaktadır. Kapsül formunu suluk içinde veya iştahı olan kuş için mama içinde, şurup ise ağız yolundan damlatılarak verilebilir. Oldukça etkilidir, fiyatıda uygundur. Piyasada çeşitli isimde kapsül formları vardır; Candidin, Kandizol, Zolax, Flurit bunlardan bir kaçıdır, ben Flucan Dermatolojik tableti tercih ediyorum, içinde iki kapsül çıkmakta fiyatı yaklaşık 20 YTL .
Kullanımı: Bir kapsül 100 ml suda eritilir ve 100 ml’lik suluklara 1 ml hazırladığımız eriyikten konulur.
Ağızdan şurup formu ise Triflucan şurup adıyla satılmaktadır. Bununda kullanımı, günde 1 kez 3 damla kuşun ağzına damlatılır, ve yutma manevrası uygulanır.
Tedavi süresi hasta kuşlarda minimum 30 gündür.

DESTEKLEYİCİ TEDAVİ;
1.Hasta kuş ayrılır, sakin sıcak bir ortama konur,
2.Suluğu ve yemliği her gün tazelenir
3. Kafesin altı her gün değiştirlir.
4.Suyu asitleştirlir, bunun için elma sirekesi, normal sirke, greyfurt suyu kullanılır. Turnusol kağıdı (akvaryumcularda vardır) ile pH kontrol edilir, pH’ın 5’e kadar indirilmesi sağlanır, suyun mümkün oldukça yumuşak su olamsına özen gösterilir
5. Arada bir suyuna C vitamini katılır, bu bağırsak epitelinin gelişimine yardımcı olur, multi vit de kullanılmalıdır.
6. Lactobacillus gibi probiyotik mayalar kuşlara verilmeye çalışılır, bu bağırsak florasını düzenler, asiditeyi dengeler.

KORUMA
Evet temel yol koruyucu önlemlerdir, kuşlarımızın bu mikrobu kapmamasıdır.
Bu amaçla;
1.Temizlik kuralları (kafes, tünek, yemlik suluk hijyeni vb.)
2.Hasta kuşlara tecrit,
3.Temiz yem
4.Temiz su
5. Arada bir suya elma sirkesi takviyesi
6.Profilaktik antimikotik kullanımı; her ay kuşların sularına flucan kapsül koyup 3-5 gün devam etmek
7.Probiyotik kullanımı
8.Suya klorheksidin takviyesi (eczanelerde Cloder oral sprey olarak satılmakta), bir suluğa bir puf sıkılır.

KAYNAK : Dr.Fethi HALEPLİLER
Tıp Doktoru, Çevre Bil. Uz.
 
Acil

Bnm muhabbet kuşu kafasını sürekli aşağı yukarı ındırıyo ve indirme esnasında ağzından su ve yemleri çıkartıyor başının ustude sürkli ıslak bana bir ilaç önerebilirmisiniz flagly ve Fluconazol bu ilaçları kullansam faydası olurmu cvp bekliorum
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst