Selçuk YÜKSEL
Onursal Üye
- Katılım
- 17 Ara 2016
- Mesajlar
- 11,892
- Tepkime puanı
- 3,468
Arkadaşlar benim açımdan elzem olan birkaç konuyu tartışmak , sizle paylaşmak istiyorum.
Çoğu zaman Hastalıklarla mücadele etmek için Antibiyotik ve benzeri İlaçlar kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu bazen kaçınılmaz bir sonuçtur. Ancak önemle vurgulamak istiyorum ki Kuşlar hatta tüm canlılar için Antibiyotik veya benzeri ilaç kullanmak en son çare olmalıdır. Hatta Kaş yapayım derken göz çıkarmamak adına Vitamin İlaçları bile çok dikkatli kullanılmalıdır. Gereksiz yere asla ve asla Antibiyotik ve benzeri bir ilaç kullanılmamalıdır. Özellikle de sağlıklı olan kuşa ; Yıllık , 6 aylık veya 3 aylık kür uygulamaları yapanlar var. Ben bu uygulamaya tamamen karşıyım. Kuş bakılabilinecek orandan çok fazla değilse , Kafeste veya Kümeste sıkış tıkış değillerse ve kuşların bakımına ve temizliğe itina gösterilirse ve Kümese yeni kuş getirildiğinde yeni kuş için 1 ay karantina uygulanırsa kuşlar kolay kolay hastalanmazlar. Hasta olmayan kuşa da , ya hastalanırsa diye , Antibiyotik veya benzeri bir kür uygulamak çok büyük hatadır. Çünkü Antibiyotik Hastalığı giderirken Kuşun bağışıklık sistemini de çökertir.
Anti : Karşıtı
Biyotik : Yaşamsal
Antibiyotik : Yaşam Karşıtı
Aslında İsmi bile ürkütücü değil mi !
Kuşlarına sistematik kür uyguladığına göre o yetiştirici için Kuvvetle muhtemel Kuşları önemlidir ve kuşlara da iyi bakıyordur. Birde Başka Kümesten kuş getirdiğinde Karantina olayına dikkat ediyorsa hastalıklar kolay kolay baş göstermeyecektir. Kuşlarına düzenli Kür uygulayan arkadaşlar , Kümesinde Hastalığın baş göstermemesini uyguladığı kürlere bağlarlar. Veya Kümeslerinde Hastalık oluşunca Kür yapmakta 15 gün geciktim diye Hastalık peyda oldu diye düşünürler. Halbu ki Hastalık olmaması yapılan sistematik bakımdan ve belli aralıklarla İmnun sistemin boşaltılmasından , Hastalık ise Bakımsızlıktan ve hijyen eksikliğindendır. Dolayısıyla Kür olayı sistematikleştirilmiş Kümeslerde Kür aksatıldığında hastalık peyda oluyorsa gerçekten de Kür yapılmamasından kaynaklanıyordur. Şöyleki ; Bu tarz Kümeslerde Kuşun İmmun sistemi yapılan kürlerle sürekli boşaltılmaktadır. Yani Kuşların İmmun sitemi yararlı-zararlı tüm Bakterilerden arındırılarak Hastalanmaması sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu durumda eğer Kür aksatılacak olursa , Yararlı bakteriler yeterli sayıda olmadığından ve dolayısıyla da bağışıklık zayıf olduğundan kuşlar en basit bakteriye , Mantara veya Virüse maruz kaldığı durumlarda Hastalanıverecektir. Yetiştirici de Hastalık baş gösterdikçe Kür yapmadığı için kendine kızacak ve Kür sıklığı'nı Hastalık sıklığına doğru orantılı olarak arttıracaktır. Ve Hastalık önlendiği için ona göre yaptığı Kürler sayesinde sağlıklı kuşlara sahip olmuştur. Ama bana göre asla sağlıklı kuşlar değillerdir.
Bilindiği gibi Antibiyotikler zararlı Bakterileri yok etmekle kalmayıp vücuda yararlı olan , hastalıklardan koruyan Bakterileri ( Probiyotikleri ) de yok ederek bağışıklık sistemini çökertir. Bununla da kalmaz canlının böbreğinde , ciğerinde ve daha bir çok hayati uzuvlarında tahribata yol açar. Vücudun her bir hücresine zarar vererek üretkenliği azaltır. Hatta doz aşımı durumlarında hayvanı kısırlaştırabilir veya daha kötü sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla öncelikli amaç kuşun bağışıklık sistemini güçlü tutup hastalıklara karşı önleyici tedbirler almak olmalıdır. Mesela kuşların ihtiyaç duydukları oranda Protein , Vitamin ve Mineral alabileceği bir diyet programı yapıldığında ve üstüne de Probiyotik takviyesi yapıldığında , kuşların bağışıklık sistemi güçlü olacaktır. Buna bir de temiz ve huzurlu olabilecekleri bir ortam ve sularının sürekli olarak temiz olduğundan emin olduk mu kuşlar kolay kolay hastalanmayacaklardır. Temiz Ortam denince sadece düzenli temizliği yapılan kümes anlaşılmamalıdır. Ayrıca Kümesin havası da temiz olmalı oksijen yönünden eksikliği olmamalı , Aşırı nemli veya çok kuru olmamalıdır. Çok basit ucuz ve çok etkili önlemler alınarak hem ilaç kulanımı ve dolayısıyla Kuşlara verilen zarar minimize edilebilir , hem de kuşların hastalanma oranları en aza indirilebilir. Nasıl mı ?
1- Suluklar her gün değişilmeli ( Özellikle de ilaç karıştırılmış su günde en az iki defa değişilmeli Vitamin ilacı bile olsa ) suluklar haftada en az bir defa dezenfekte edilmeli. Haftada bir Çamaşır suyu katkılı bir suda 15 dk bekletilip sonra iyice durulamak yeterli olacaktır. Basit ucuz ve çok etkili bir yöntemdir ! Kuşlara verilen su da mutlaka temiz olmalı.
2- Sulukları tüneğin hemen dibine asmak veya tüneğin alt kısımlarına konumlandırmak yerine örneğin kafes tellerine tutunarak içebileceği ve kafesin tavanına yakın bir yere asmak suların kirlenme olasılığını minimize edecektir. Bunu yaparken kuşun ulaşamayacağı yere konumlandırmazsınız umarım
Çokça şahit oluyoruz kuşların suluğunu öyle pozisyonlarda asıyorlar ki kuş suluğuna yanlışlıkla da olsa pisleyip o suyu da 2-3 gün hatta 1 hafta içmek zorunda kalıyor. Suluğun tavana yakın olması kafesteki kirin tozun suluğa ulaşmasını da zorlaştıracaktır.
3- Yemliklerin ve genel kafes ekipmanlarının da sistematik temizliği yapılmalıdır ve sürekli kuru tutulmalıdır. Bakteri ve mantarların en sevdiği ortam nemli ve sıcak ortamlardır.. Ama en kritiği kuşun içtiği su ve suluğun temizliğidir.
4- Kuşlara verilen tohumların çeşitliliği ve genel anlamda yediği besinlerin Protein , Vitamin , Mineral oranları bilinmeli kuşun neyi ne oranda tükettiği kontrol altında olmalıdır. Bilinenin aksine diyetlerinde çeşitli tohumlar bulundurmak Kuşları yağlandırmaz ! Bilakis yağlanmasını önler.. Mesela Sadece Kanarya yemi ( Aspur ) ile beslenen kuşa herhangi bir besin desteği yapılmazsa o kuşun yağlanmasını engelleyemezsiniz. Çünkü ek olarak vitamin mineral desteği yoksa Hayvan Aspur'un içeriğinde az miktarda bulunan Vitamin veya Minerali vücudun ihtiyacı olduğu seviyede alabilmek için çok yemek zorunda kalacaktır. Çok yeme sebebiyle Fazla aldığı Kalori ve Karbonhidratı da küçücük Kafeslerde yakamayacağından hayvan yağlanacaktır.
5- Kuşların Belli aralıklarla güneş ışığını direkt görmeleri Mutlaka sağlanmalıdır. Bu çok önemlidir. D vitamini sentezlemeleri açısından ( Yazın uzun süre Güneş'e maruz kalırlarsa ölümcül sonuçlar doğurabilir bu da unutulmamalı ) Eğer bunu yapmaya imkan yoksa en azından D vitamini takviyesi yapmak önemlidir.
6- Son olarak ve en kritik öneme sahip olan husus şudur : Kuşlarınızı Probiyotik desteğinden mahrum bırakmayın. Önleyici tedavi denince aklıma ilk Probiyotik geir. Hastalanıp da yok veterineriydi yok falan antibiyotikdi. Olmadı Filan antibiyotikti derken ciddi masraflar yerine küçük bir maliyetle alacağınız Probiyotik Hastalıkları önemli derecede azaltacağı gibi. Kuşların bağışıklık sistemini destekleyecek ve verimlerini arttıracaktır. Probiyotik İlaç değildir katkı maddesidir. Doz aşımı veya yan tesiri yokrur. Güvenle kullanabilirsiniz.
Not : Vteriner değilim ve yazım tecrübe paylaşımı ve öneri mahiyetindedir. Ayrıca bu yazımdan yola çıkarak kimse '' tamam artık kuşuma asla Antibiyotik vermem'' şeklinde anlamsız bir tribe girmesin. Ben gereksiz kullanımları önlemek amaçlı paylaşıyorum bu yazıyı. Yoksa Örneğin Cocsidioz olmuş kuşa ilaç vermek kaçınılmazdır. Kuşlarım hastalanırsa bende kullanmak zorunda kalırım sonuçta. Ayrıca Parazitlere önlem amaçlı kullanılan ilaçlar İstisnadır. Örneğin ense damlası. Ayrıca Kuşum hasta ama Antibiyotik zararlı ben Probiyotik vereyim yok zencefil vereyim de demeyin. Hasta kuşa gerekli tıbbi tedavi uygulanmalıdır. Önemli olan hastalandırmamak. Bunu da belirtmiş olayım.
Çoğu zaman Hastalıklarla mücadele etmek için Antibiyotik ve benzeri İlaçlar kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu bazen kaçınılmaz bir sonuçtur. Ancak önemle vurgulamak istiyorum ki Kuşlar hatta tüm canlılar için Antibiyotik veya benzeri ilaç kullanmak en son çare olmalıdır. Hatta Kaş yapayım derken göz çıkarmamak adına Vitamin İlaçları bile çok dikkatli kullanılmalıdır. Gereksiz yere asla ve asla Antibiyotik ve benzeri bir ilaç kullanılmamalıdır. Özellikle de sağlıklı olan kuşa ; Yıllık , 6 aylık veya 3 aylık kür uygulamaları yapanlar var. Ben bu uygulamaya tamamen karşıyım. Kuş bakılabilinecek orandan çok fazla değilse , Kafeste veya Kümeste sıkış tıkış değillerse ve kuşların bakımına ve temizliğe itina gösterilirse ve Kümese yeni kuş getirildiğinde yeni kuş için 1 ay karantina uygulanırsa kuşlar kolay kolay hastalanmazlar. Hasta olmayan kuşa da , ya hastalanırsa diye , Antibiyotik veya benzeri bir kür uygulamak çok büyük hatadır. Çünkü Antibiyotik Hastalığı giderirken Kuşun bağışıklık sistemini de çökertir.
Anti : Karşıtı
Biyotik : Yaşamsal
Antibiyotik : Yaşam Karşıtı
Aslında İsmi bile ürkütücü değil mi !

Kuşlarına sistematik kür uyguladığına göre o yetiştirici için Kuvvetle muhtemel Kuşları önemlidir ve kuşlara da iyi bakıyordur. Birde Başka Kümesten kuş getirdiğinde Karantina olayına dikkat ediyorsa hastalıklar kolay kolay baş göstermeyecektir. Kuşlarına düzenli Kür uygulayan arkadaşlar , Kümesinde Hastalığın baş göstermemesini uyguladığı kürlere bağlarlar. Veya Kümeslerinde Hastalık oluşunca Kür yapmakta 15 gün geciktim diye Hastalık peyda oldu diye düşünürler. Halbu ki Hastalık olmaması yapılan sistematik bakımdan ve belli aralıklarla İmnun sistemin boşaltılmasından , Hastalık ise Bakımsızlıktan ve hijyen eksikliğindendır. Dolayısıyla Kür olayı sistematikleştirilmiş Kümeslerde Kür aksatıldığında hastalık peyda oluyorsa gerçekten de Kür yapılmamasından kaynaklanıyordur. Şöyleki ; Bu tarz Kümeslerde Kuşun İmmun sistemi yapılan kürlerle sürekli boşaltılmaktadır. Yani Kuşların İmmun sitemi yararlı-zararlı tüm Bakterilerden arındırılarak Hastalanmaması sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu durumda eğer Kür aksatılacak olursa , Yararlı bakteriler yeterli sayıda olmadığından ve dolayısıyla da bağışıklık zayıf olduğundan kuşlar en basit bakteriye , Mantara veya Virüse maruz kaldığı durumlarda Hastalanıverecektir. Yetiştirici de Hastalık baş gösterdikçe Kür yapmadığı için kendine kızacak ve Kür sıklığı'nı Hastalık sıklığına doğru orantılı olarak arttıracaktır. Ve Hastalık önlendiği için ona göre yaptığı Kürler sayesinde sağlıklı kuşlara sahip olmuştur. Ama bana göre asla sağlıklı kuşlar değillerdir.
Bilindiği gibi Antibiyotikler zararlı Bakterileri yok etmekle kalmayıp vücuda yararlı olan , hastalıklardan koruyan Bakterileri ( Probiyotikleri ) de yok ederek bağışıklık sistemini çökertir. Bununla da kalmaz canlının böbreğinde , ciğerinde ve daha bir çok hayati uzuvlarında tahribata yol açar. Vücudun her bir hücresine zarar vererek üretkenliği azaltır. Hatta doz aşımı durumlarında hayvanı kısırlaştırabilir veya daha kötü sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla öncelikli amaç kuşun bağışıklık sistemini güçlü tutup hastalıklara karşı önleyici tedbirler almak olmalıdır. Mesela kuşların ihtiyaç duydukları oranda Protein , Vitamin ve Mineral alabileceği bir diyet programı yapıldığında ve üstüne de Probiyotik takviyesi yapıldığında , kuşların bağışıklık sistemi güçlü olacaktır. Buna bir de temiz ve huzurlu olabilecekleri bir ortam ve sularının sürekli olarak temiz olduğundan emin olduk mu kuşlar kolay kolay hastalanmayacaklardır. Temiz Ortam denince sadece düzenli temizliği yapılan kümes anlaşılmamalıdır. Ayrıca Kümesin havası da temiz olmalı oksijen yönünden eksikliği olmamalı , Aşırı nemli veya çok kuru olmamalıdır. Çok basit ucuz ve çok etkili önlemler alınarak hem ilaç kulanımı ve dolayısıyla Kuşlara verilen zarar minimize edilebilir , hem de kuşların hastalanma oranları en aza indirilebilir. Nasıl mı ?
1- Suluklar her gün değişilmeli ( Özellikle de ilaç karıştırılmış su günde en az iki defa değişilmeli Vitamin ilacı bile olsa ) suluklar haftada en az bir defa dezenfekte edilmeli. Haftada bir Çamaşır suyu katkılı bir suda 15 dk bekletilip sonra iyice durulamak yeterli olacaktır. Basit ucuz ve çok etkili bir yöntemdir ! Kuşlara verilen su da mutlaka temiz olmalı.
2- Sulukları tüneğin hemen dibine asmak veya tüneğin alt kısımlarına konumlandırmak yerine örneğin kafes tellerine tutunarak içebileceği ve kafesin tavanına yakın bir yere asmak suların kirlenme olasılığını minimize edecektir. Bunu yaparken kuşun ulaşamayacağı yere konumlandırmazsınız umarım

Çokça şahit oluyoruz kuşların suluğunu öyle pozisyonlarda asıyorlar ki kuş suluğuna yanlışlıkla da olsa pisleyip o suyu da 2-3 gün hatta 1 hafta içmek zorunda kalıyor. Suluğun tavana yakın olması kafesteki kirin tozun suluğa ulaşmasını da zorlaştıracaktır.
3- Yemliklerin ve genel kafes ekipmanlarının da sistematik temizliği yapılmalıdır ve sürekli kuru tutulmalıdır. Bakteri ve mantarların en sevdiği ortam nemli ve sıcak ortamlardır.. Ama en kritiği kuşun içtiği su ve suluğun temizliğidir.
4- Kuşlara verilen tohumların çeşitliliği ve genel anlamda yediği besinlerin Protein , Vitamin , Mineral oranları bilinmeli kuşun neyi ne oranda tükettiği kontrol altında olmalıdır. Bilinenin aksine diyetlerinde çeşitli tohumlar bulundurmak Kuşları yağlandırmaz ! Bilakis yağlanmasını önler.. Mesela Sadece Kanarya yemi ( Aspur ) ile beslenen kuşa herhangi bir besin desteği yapılmazsa o kuşun yağlanmasını engelleyemezsiniz. Çünkü ek olarak vitamin mineral desteği yoksa Hayvan Aspur'un içeriğinde az miktarda bulunan Vitamin veya Minerali vücudun ihtiyacı olduğu seviyede alabilmek için çok yemek zorunda kalacaktır. Çok yeme sebebiyle Fazla aldığı Kalori ve Karbonhidratı da küçücük Kafeslerde yakamayacağından hayvan yağlanacaktır.
5- Kuşların Belli aralıklarla güneş ışığını direkt görmeleri Mutlaka sağlanmalıdır. Bu çok önemlidir. D vitamini sentezlemeleri açısından ( Yazın uzun süre Güneş'e maruz kalırlarsa ölümcül sonuçlar doğurabilir bu da unutulmamalı ) Eğer bunu yapmaya imkan yoksa en azından D vitamini takviyesi yapmak önemlidir.
6- Son olarak ve en kritik öneme sahip olan husus şudur : Kuşlarınızı Probiyotik desteğinden mahrum bırakmayın. Önleyici tedavi denince aklıma ilk Probiyotik geir. Hastalanıp da yok veterineriydi yok falan antibiyotikdi. Olmadı Filan antibiyotikti derken ciddi masraflar yerine küçük bir maliyetle alacağınız Probiyotik Hastalıkları önemli derecede azaltacağı gibi. Kuşların bağışıklık sistemini destekleyecek ve verimlerini arttıracaktır. Probiyotik İlaç değildir katkı maddesidir. Doz aşımı veya yan tesiri yokrur. Güvenle kullanabilirsiniz.
Not : Vteriner değilim ve yazım tecrübe paylaşımı ve öneri mahiyetindedir. Ayrıca bu yazımdan yola çıkarak kimse '' tamam artık kuşuma asla Antibiyotik vermem'' şeklinde anlamsız bir tribe girmesin. Ben gereksiz kullanımları önlemek amaçlı paylaşıyorum bu yazıyı. Yoksa Örneğin Cocsidioz olmuş kuşa ilaç vermek kaçınılmazdır. Kuşlarım hastalanırsa bende kullanmak zorunda kalırım sonuçta. Ayrıca Parazitlere önlem amaçlı kullanılan ilaçlar İstisnadır. Örneğin ense damlası. Ayrıca Kuşum hasta ama Antibiyotik zararlı ben Probiyotik vereyim yok zencefil vereyim de demeyin. Hasta kuşa gerekli tıbbi tedavi uygulanmalıdır. Önemli olan hastalandırmamak. Bunu da belirtmiş olayım.
Son düzenleme: