Öncelikle aynı örneğe değil, benzer örneklere şahit olduğumu söyledim ve geç de olsa bu benzer örneklerde sonuca ulaştım. Anlayamadığım şey şu aslında, sonuca ulaşıp ulaşmamaya göre mi şikayet edeceksiniz yahut herhangi bir davanızda sonucun olumlu olması ihtimalinin fazla olmasına göre mi mücadele edeceksiniz?
Belediyeye şikayet edeceksiniz çünkü petshop açılması için gerekli belgeleri belediyeler veriyor, sonrasında İl Tarım müdürlüğüne gideceksiniz. Sonrasında İl Tarım Bakanlığı.Aynı zamanda bunların sırasını gözeterrek ilerlerken hayvan koruma derneklerine de başvuracaksınız. "Kuş bana alışşsın o zaman kanadını keselim" düşüncesinin temeli dediğiniz sorularla başlıyor Gamze Hanım. " Sonuç alabilecek miyim siz aldınız mı? Örgütlenip gitsek de sonuç alınmaz, bireysel zaten alınmaz. " Kısacası bu gibi düşünceler zaten insanın kendisini sınırlandırmasıdır ve dolayısı ile siz kendinizi belli bir çember içinde görüyorsunuz, çemberin dışı sizin için gereksiz uğraş; kazanılamayacak sonuç demek. Yani siz inandığınız davayı güderken yeğise düşerseniz, sonuç beklemeyin zaten.
Düşünüyoruz bu konularda bir şey demek yeterli değildir, insan uygulamaya sokamadığı fikirlerini savunamaz, zaten kimse dinlemez. Çok laf başarı değildir. Önce kendisi uygulayacak ki, düşüncesi için "Düşünmesi bile bir başarı, iyi düşünüyor sonuçta." diyebilelim. Üst makamlar görsün, yapsın, önlem alsın bu onların görevi. Anladım. Ancak bu görevin suistimale uğraması da bizim elimizde olan bir şey. Çok güzel bir hadis vardır sevdiğim, "Nasıl olursanız, öyle yönetilirsiniz." Dediklerim sadece hayvan haklarını da kapsamaz ayrıca, bu kişinin dik duruşudur her konuda. Yıldım demek, kaybetmektir. Tam aksine, yanlışı gördükçe iyice üstüne gitmeliyiz. Ne yazıkkı bu konuda sayımız çok az, pes eden bir yapı daha çok nedense; bende bunu anlayamıyorum. Allah kişinin istediği yolda yolunu açar elbette, O bizleri yanıltmasın. Gerisini siz de getirebilirsiniz bence.