- Katılım
- 25 Ocak 2018
- Mesajlar
- 2,604
- Tepkime puanı
- 714
Evet arkadaşlar kümesinde bir iki kuşum da sürekli geçmeyen bir halsizlik görüyorum bir düzenliyorlar bir halsizlesiyorlar bununla ilgili internetde araştırma halinde yim çoğumuzun bildiği kuruma hastalığı diye bildigimiz mega bakteri hastalığı gerçekte bununla ilgili çok güzel.bir yazı buldum ve sizle paylaşmak istiyorum öncelikle triflucan kullanımı ile @Selcukyuksel hocamizin önerisi 7 gün 12 saatde bir damla triflucan hasta kusa
Sağlıklı olan kuşlarda ise internetde bu yazıyı.buldum
Alıntıdır
Kuşlarınızın Sağlıģı Icin Mukemmel Bir Ilaç Daha Şurubumuzun Adı TRİFLUCAN Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır Nerede Satılır ?
Öncelikle Şurubumuzu Eczanelerde Bulabilirsiniz ( 10 Ile 15 Lira Arasi Degismekte )
Triflucan Ne Ise Yarar Kuşlarımızdaki Ic Parazit Hastalıklarına, Kursak Mantarına,Diskida Yem Cikma Sorununa, Beyaz Sert Dışkı Problemin, Kurumaya, Salyalı Kusmalara ve ic Parazitlerle Savasmaya Yarayan Ilactir
Nasil Kullanilir Hasta Kuşumuza Hergun Agzina 1 Damla Olmak Kaydi Ile 3 Gün Verilir Hasta Olmayan Kuslarinizada 15Gunde 1 Vermeniz Kuslarin Direncine Katki Saglayarak Hastalanmamasina Yardimci Olur Agzina Damlatamadiğınız Kuşlarınızın Suyuna 4-5 Damla Koyup 1 Gün Icmesini Saglayabilirsiniz
Bu bilgiyi bizimle paylasan Gülşen Akbinar Hanima Sonsuz Tesekkurler…
Mega bakteri hastalı hakkında
Megabakteriosis hakkında son günlerde birçok yazılar yayınlanmaktadır. Bu yazının hedefi aktif bilgileri kanarya severler için kullanılabilir duruma getirmek, yanlışları düzeltmek ve bilimsel bilgilerle desteklemektir.
GENEL ÖZELLİKLER
Hastalığın adına megabakteriosis, hastalığı yapan mikroorganizmaya ise diğer mikroplara nazaran daha büyük oldukları için megabakter denmektedir. Ancak bakteri değillerdir, bunlar tam olarak sınıflandırılamamış mantarlardır.
Bu hastalık kanatlılar kuşlarda rastlanmaktadır. Özellikle papağan gibi kuşlar ve kanarya gibi kuşlarda rastlanır.
İlk defa 30 yıl öncesinde keşfedilmiş, mikroskop altında çok büyük gözüktüklerinden ve bakteri olarak düşünüldüklerinden megabakter denilmiş. 1989-1990 yıllarında Avusturalya’dan İngiltereye getirilen muhabbet kuşlarında toplu ölümler olmuş, ve bundan sonra pet kuşlarında önemi anlaşılmıştır. Ve gittikçe de temel pet kuşları problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
SIKLIĞI
Bir literatürde; cansız olarak getirilen 312 pet kafes kuşunun (178 kanarya, 40 muhabbet, 94 papağan) otopsisinde (nekroskopi); kanaryaların %28’inde, muhabbet kuşlarının %22,5 inde megabakteriosis patolojik bulgularıyla karşılaşılmıştır. Tam olarak yaklaşık kanarya ölümlerinin üçte birinden görevli tutulmuştur.
Ek olarak bu mikrop (megabakter) hastalık oluşturmadan da kuşların bağırsaklarında yaşayabilmektedir. Tekrar yapılan bir araştırmada muhabbet kuşlarının %64'ünün bu mikrobu taşıdığına rastlanmaktadır.
Ülkemizde bu konuda herhangi bir organizasyon bulunmamaktadır. Kendim bireysel olarak gerçekleştirdiğim, ölü kuşlarımın (kuruma sonucu) bağırsak lavajlarındaki mikroskopik incelememde, tüm örneklerde megabakterlerle karşılaştım. Ancak bu izlenimlerimin megabaktermi olduğunun boyama metoduyla doğrulaması yapılmadı. Megabakter görüntülerine yatkınlığım da internette bulmuş olduğum mikroskobik görüntülerle sınırlıdır. Yukarıdaki araştırma Belçika’da yapılmış olup, orada bile %30 ölümlerden görevli olması, bizde daha fazla olacağına işaret etmektedir.
Ülkemizde “Kuruma Hastalığı” olarak bilinen durumun %80-90 sebebinin megabakteriosis olduğunu düşünmekteyim. Ancak bu olayda ciddi çalışma gerekliliği vardır.
ETKENİ
Hastalığın nedeni Macrorhabdus ornithogaster (genellikle magabakter olarak adlandırılmakta) olup bir fungus yani mantardır, bir bakteri veya virüs değildir. Bazik ortamları sever, doğal olarak asidik bir ortamda yaşam faktörlerini sürdürmesi oldukça zorlayıcıdır. Daha çok kuşların mide bağırsak sistemlerinden hoşlanır. Memelilerde yalnızca kedilerin burun sıvısı ve akciğerlerinde rastlanmıştır, hastalık potansiyeli memelilerde yok denilecek kadar azdır.
BULAŞMA
Bulaşma yolu tam olarak tespil edilememekle birlikte oral-fekal bulaşın sebep olduğu düşünülmektedir. Yani dışkı ile bulaşmış gıda, sudan ve ayrıca hasta kuşun ağız salgısından da bulaşabilmektedir.
Bazı kuşların hastalık yaşamadan bu megabakterileri taşıdığı ve bu tip kuşların genetik direnç sağladıkları düşünülmektedir. Ancak bu kuşlar “TAŞIYICI” olmaktadır, yani diğer kuşları hasta edebilmektedirler. Ayrıca taşıyıcı kuşların yavrularıda bu hastalığa karşı dirençli olmaktadır.
PATOLOJİ
Bu fungus sindirim sistemine ağız yoluyla girmekte, mide ve bağırsakların proventrikül olarak adlandırılan (kursak) bölümlerine yerleşmektedir. Burada bağırsağın üstündeki hücrelere zarar vermekte ve sindirimi yok ederek kuşun besinlerden faydalanmasına engel olmaktadır. Gıdalardan yeterli düzeyde fayda göremeyen kuş ilk olarak yağ dokusunu kayıp etmekte, zayıflatmakta son aşamada da, elektrolit dengesi bozulup, kas dokusunu da kaybederek yaşamına son vermektedir.
BULGULAR
Akut ve kronik form olarak iki şekilde ilerleme kaydetmektedir. Akut formda hasta kuş günler içinde hayata veda etmekte, kronik formda ise haftalar-aylar (3-8 ay) içinde zayıflayarak hayata veda etmektedir. Bu hastalığın spesifik bulgusu bulunmamaktadır, birçok hastalıkta rastlanan bulgular ile bu hastalığın bulguları birbirine karışır.
En önemli bulgusu “KURUMA SENDROMU” farz edilmektedir.
Bu bulgular;
1. Zayıflama; Çoğunlukla çok geç fark edilir, kuşun zayıfladığını ancak elimize aldığımızda hissederiz. İlk başlarda kuş yağ dokusunu kaybeder, karın ve göğüs yağ dokuları görülmez. İleriki aşamada kas doku kaybıyla, jilet göğüs olur, ölüme yaklaşıldığının ipucusudur.
2. İştah Kaybı: Çok fazla belirgin olmamakla beraber akut formlarında iştah hızla azalmaktadır.
3. Hareketsizlik: Geç dönem bulgusudur, kuş tünekte kabarmış ve hareketsiz, sabit olarak kalır..
4. Antibiyotiklere Direnç: Hangi tür antibiyotik verirseniz verin, fayda sağlanmaz.
Diğer bulguları biraz daha spesifiktir, fakat yinede tam teşhis koydurucu bulgular değildir.
Belirtileri;
1. İshal: Hasta kuş ilerleyen zamanlarda bağırsaklarda gıdalar ve su emilemediğinden ve bağırsaktan dışarı su atıldığından ishal olur. Hatta bazen kanlı ishalde görülebilmektedir. Fakat çoğunlukla geç dönem bulgusudur. Dışkı, koyu yeşil, kahverengi ve siyah olabilir
2. Sindirilmemiş Gıda: Bu bulgu biraz daha spesifiktir, dışkıda iyi sindirilememiş yem parçaları görülür. Ama fark etmek genelde oldukça zordur.
3. Kusma: Fark etmek oldukça zordur. Bazı durumlarda kanlı da olabilir. Kusmayı anlamanın en etkili metodu kuşun yem yedikten veya su içtikten sonra başını sık sık sallaması ve kafesin yan duvarlarına yapışmış kırık yem parçalarıdır.
TEŞHİS:
Dışkıdan, ağız salgısından alınan numunelerden kültür yapıp megabakteri üretimi yapmak oldukça çok zordur. Teşhis çoğunlukla ölen kuşların otopsisi sonrası konulmaktadır.
Kendi tecrübem;
Çoğunlukla çok geç fark ediliyor. Jilet göğüsü hep gördüm. Bununla beraber karnın şiş olması, karına bakıldığında göğüs kafesinden daha yukarıda gözükmesi, karın içinde bağırsakların yumak gibi gözükmesi en çok rastladığım bulgular arasındadır. Ek olarak bu kuşların ağızlarına doğru baktığımda dilleri ve diğer pembemsi görülen yerlerin renkleri açık renk olmakta, hatta beyazlaşmaktadır. Çoğunlukla bulgularla teşhis koymak çok zor olup, ben tedavi sorası düzeldi ise megabakteriosis teşhisi koymaktayım. Dışkı incelemelerinde megabakterleri fark etmek oldukça zor, sebebi de çok alışkın bir göz gerektirir. Ve boyama da yapılmalıdır ki bu, biz yetiştiriciler için oldukça zorlayıcıdır. Fakat özel merakı, mikroskoba ve mikrop boyama tekniklerini bilen profesyonelere ihtiyaç vardır.
TEDAVİ;
Oldukça zordur, klasik antibiyotiklere cevap vermez iyileşme göstermez. Penisilin, ve diğer grup antibakteriyeller (tylan, pulmotil, ampicillin, flagyl, nifkolvb) bu hastalıkta etkisi yoktur. Şayet ki, bu tarz antibiyotiklerle iyileşiyorsa bu megabakteriosis değildir. Ancak Sayın Ruhi Saruhan’ın yön gösterdiği bir reçete bulunmaktadır ki bunun etkinliğini ben test edemediğim için bilemiyorum, ama özellikle asitleştirici ve probiyotik kullanması iyileşmeyi başarmada bu metodun göz atılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Tedavi için kullanılacak ilaçlar aşağıdadır;
1. Amphoterecin B ;
Bu ilaç damardan verilir bu sebepten dolayı minik kuşlar için uygun görülmemektedir. Ancak bazı ilaçlar damardan verilen sıvı formu ağızdan verilince de etki göstermektedir, ilacın üreticilerine sordum ama hala yanıt vermediler. Olduça pahalıdır, bir şişesi yaklaşık 250 tl. Abelcet, Fungizone, Amphocil piyasa isimleriyle eczanelerde bulma imkanınız vardır. Yurtdışında ağızdan alınan formlarıda bulunmaktadır. Ancak çok pahalıdır.
2. Nystatin:
Bu ilaç literatürde kullanıldığı ifade edilmekte ancak etkisi konusunda şüpheler vardır. Korunma amaçlı verilebileceği ifade edilmektedir. Fungostatin ve Mikostatin adıyla eczanelerde şurup formuna ulaşabilirsiniz. Fiyatı yaklaşık 7 TL’dir.
Kullanımı; günde 4 defa kuşun ağzına 2 damla damlatılır, peşinden 1-2 damla su verilir, başını sallayıp dışarı atmasına engel olmak için boğazı aşağıya doğru hafifçe sıvazlanır, ek olarak suyuna (100ml) 1 kaşık konur. Suluğun koyu renk plastikten yapılmış olmasına dikkat edilir.
3. Fluconazol:
Ben bu ilacı kullanıyorum. Hem şurup hemde kapsül formu bulunmaktadır. Kapsül formunu suluk içinde veya iştahı olan kuş için mama içerisinde, şurup ise ağız yolundan damlatılarak verilebilir. Oldukça etkisi vardır, fiyatıda uygundur. Piyasada birçok adla kapsül formları vardır; Candidin, Kandizol, Zolax, Flurit bunlardan bir kaç tanesidir, ben Flucan Dermatolojik tableti kullanıyorum, içinde iki kapsül çıkmakta fiyatı yaklaşık 20 TL .
Kullanımı: Bir kapsül 100 ml suda eritilir ve 100 ml’lik suluklara 1 ml hazırlamış olduğumuz eriyikten konulur.
Ağızdan şurup formu ise Triflucan şurup ismiyle satılmaktadır. Bunun da kullanımı, günde 1 defa 3 damla kuşun ağzına damlatılır, ve yutma manevrası uygulanır.
Tedavi süresi hasta kuşlarda minimum 30 gün olmaktadır.
DESTEKLEYİCİ TEDAVİ
1.Hasta kuş ayrılır, ılıman bir ortama konulur,
2.Suluğu ve yemliği her gün taze tutulur,
3.Kafesin altı her gün değiştirlir,
4.Suyu asitleştirlir, bunun için elma sirkesi, normal sirke, greyfurt suyu kullanılabilir. Turnusol kağıdı (akvaryumcularda vardır) ile pH kontrol edilir, pH’ın 5’e kadar indirilmesi sağlanır, suyun mümkün oldukça yumuşak su olamsına özen gösterilir,
5.Arada bir suyuna C vitamini eklenir, bu bağırsak epitelinin gelişimine yardımcı olur, multi vit de kullanılmalıdır,
6.Lactobacillus gibi probiyotik mayalar kuşlara verilmeye çalışılır, bu bağırsak florasını düzenler, asiditeyi dengeler.
KORUMA
Evet temel yol koruyucu tedbirlerdir, kuşlarımızın bu mikroba yakalanmamasıdır.
Bu hedef doğrultusunda;
1.Temizlik kuralları (kafes, tünek, yemlik suluk hijyeni vb.)
2.Hasta kuşlara tecrit
3.Temiz yem
4.Temiz su
5.Ara sıra suya elma sirkesi takviyesi
6.Profilaktik antimikotik kullanımı; her ay kuşların sularına flucan kapsül koyup 3-5 gün devam etmek
7.Probiyotik kullanımı
8.Suya klorheksidin takviyesi (eczanelerde Cloder oral sprey olarak satılmakta), bir suluğa bir puf sıkılır.
SM-G955F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Sağlıklı olan kuşlarda ise internetde bu yazıyı.buldum
Alıntıdır
Kuşlarınızın Sağlıģı Icin Mukemmel Bir Ilaç Daha Şurubumuzun Adı TRİFLUCAN Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır Nerede Satılır ?
Öncelikle Şurubumuzu Eczanelerde Bulabilirsiniz ( 10 Ile 15 Lira Arasi Degismekte )
Triflucan Ne Ise Yarar Kuşlarımızdaki Ic Parazit Hastalıklarına, Kursak Mantarına,Diskida Yem Cikma Sorununa, Beyaz Sert Dışkı Problemin, Kurumaya, Salyalı Kusmalara ve ic Parazitlerle Savasmaya Yarayan Ilactir
Nasil Kullanilir Hasta Kuşumuza Hergun Agzina 1 Damla Olmak Kaydi Ile 3 Gün Verilir Hasta Olmayan Kuslarinizada 15Gunde 1 Vermeniz Kuslarin Direncine Katki Saglayarak Hastalanmamasina Yardimci Olur Agzina Damlatamadiğınız Kuşlarınızın Suyuna 4-5 Damla Koyup 1 Gün Icmesini Saglayabilirsiniz
Bu bilgiyi bizimle paylasan Gülşen Akbinar Hanima Sonsuz Tesekkurler…
Mega bakteri hastalı hakkında
Megabakteriosis hakkında son günlerde birçok yazılar yayınlanmaktadır. Bu yazının hedefi aktif bilgileri kanarya severler için kullanılabilir duruma getirmek, yanlışları düzeltmek ve bilimsel bilgilerle desteklemektir.
GENEL ÖZELLİKLER
Hastalığın adına megabakteriosis, hastalığı yapan mikroorganizmaya ise diğer mikroplara nazaran daha büyük oldukları için megabakter denmektedir. Ancak bakteri değillerdir, bunlar tam olarak sınıflandırılamamış mantarlardır.
Bu hastalık kanatlılar kuşlarda rastlanmaktadır. Özellikle papağan gibi kuşlar ve kanarya gibi kuşlarda rastlanır.
İlk defa 30 yıl öncesinde keşfedilmiş, mikroskop altında çok büyük gözüktüklerinden ve bakteri olarak düşünüldüklerinden megabakter denilmiş. 1989-1990 yıllarında Avusturalya’dan İngiltereye getirilen muhabbet kuşlarında toplu ölümler olmuş, ve bundan sonra pet kuşlarında önemi anlaşılmıştır. Ve gittikçe de temel pet kuşları problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
SIKLIĞI
Bir literatürde; cansız olarak getirilen 312 pet kafes kuşunun (178 kanarya, 40 muhabbet, 94 papağan) otopsisinde (nekroskopi); kanaryaların %28’inde, muhabbet kuşlarının %22,5 inde megabakteriosis patolojik bulgularıyla karşılaşılmıştır. Tam olarak yaklaşık kanarya ölümlerinin üçte birinden görevli tutulmuştur.
Ek olarak bu mikrop (megabakter) hastalık oluşturmadan da kuşların bağırsaklarında yaşayabilmektedir. Tekrar yapılan bir araştırmada muhabbet kuşlarının %64'ünün bu mikrobu taşıdığına rastlanmaktadır.
Ülkemizde bu konuda herhangi bir organizasyon bulunmamaktadır. Kendim bireysel olarak gerçekleştirdiğim, ölü kuşlarımın (kuruma sonucu) bağırsak lavajlarındaki mikroskopik incelememde, tüm örneklerde megabakterlerle karşılaştım. Ancak bu izlenimlerimin megabaktermi olduğunun boyama metoduyla doğrulaması yapılmadı. Megabakter görüntülerine yatkınlığım da internette bulmuş olduğum mikroskobik görüntülerle sınırlıdır. Yukarıdaki araştırma Belçika’da yapılmış olup, orada bile %30 ölümlerden görevli olması, bizde daha fazla olacağına işaret etmektedir.
Ülkemizde “Kuruma Hastalığı” olarak bilinen durumun %80-90 sebebinin megabakteriosis olduğunu düşünmekteyim. Ancak bu olayda ciddi çalışma gerekliliği vardır.
ETKENİ
Hastalığın nedeni Macrorhabdus ornithogaster (genellikle magabakter olarak adlandırılmakta) olup bir fungus yani mantardır, bir bakteri veya virüs değildir. Bazik ortamları sever, doğal olarak asidik bir ortamda yaşam faktörlerini sürdürmesi oldukça zorlayıcıdır. Daha çok kuşların mide bağırsak sistemlerinden hoşlanır. Memelilerde yalnızca kedilerin burun sıvısı ve akciğerlerinde rastlanmıştır, hastalık potansiyeli memelilerde yok denilecek kadar azdır.
BULAŞMA
Bulaşma yolu tam olarak tespil edilememekle birlikte oral-fekal bulaşın sebep olduğu düşünülmektedir. Yani dışkı ile bulaşmış gıda, sudan ve ayrıca hasta kuşun ağız salgısından da bulaşabilmektedir.
Bazı kuşların hastalık yaşamadan bu megabakterileri taşıdığı ve bu tip kuşların genetik direnç sağladıkları düşünülmektedir. Ancak bu kuşlar “TAŞIYICI” olmaktadır, yani diğer kuşları hasta edebilmektedirler. Ayrıca taşıyıcı kuşların yavrularıda bu hastalığa karşı dirençli olmaktadır.
PATOLOJİ
Bu fungus sindirim sistemine ağız yoluyla girmekte, mide ve bağırsakların proventrikül olarak adlandırılan (kursak) bölümlerine yerleşmektedir. Burada bağırsağın üstündeki hücrelere zarar vermekte ve sindirimi yok ederek kuşun besinlerden faydalanmasına engel olmaktadır. Gıdalardan yeterli düzeyde fayda göremeyen kuş ilk olarak yağ dokusunu kayıp etmekte, zayıflatmakta son aşamada da, elektrolit dengesi bozulup, kas dokusunu da kaybederek yaşamına son vermektedir.
BULGULAR
Akut ve kronik form olarak iki şekilde ilerleme kaydetmektedir. Akut formda hasta kuş günler içinde hayata veda etmekte, kronik formda ise haftalar-aylar (3-8 ay) içinde zayıflayarak hayata veda etmektedir. Bu hastalığın spesifik bulgusu bulunmamaktadır, birçok hastalıkta rastlanan bulgular ile bu hastalığın bulguları birbirine karışır.
En önemli bulgusu “KURUMA SENDROMU” farz edilmektedir.
Bu bulgular;
1. Zayıflama; Çoğunlukla çok geç fark edilir, kuşun zayıfladığını ancak elimize aldığımızda hissederiz. İlk başlarda kuş yağ dokusunu kaybeder, karın ve göğüs yağ dokuları görülmez. İleriki aşamada kas doku kaybıyla, jilet göğüs olur, ölüme yaklaşıldığının ipucusudur.
2. İştah Kaybı: Çok fazla belirgin olmamakla beraber akut formlarında iştah hızla azalmaktadır.
3. Hareketsizlik: Geç dönem bulgusudur, kuş tünekte kabarmış ve hareketsiz, sabit olarak kalır..
4. Antibiyotiklere Direnç: Hangi tür antibiyotik verirseniz verin, fayda sağlanmaz.
Diğer bulguları biraz daha spesifiktir, fakat yinede tam teşhis koydurucu bulgular değildir.
Belirtileri;
1. İshal: Hasta kuş ilerleyen zamanlarda bağırsaklarda gıdalar ve su emilemediğinden ve bağırsaktan dışarı su atıldığından ishal olur. Hatta bazen kanlı ishalde görülebilmektedir. Fakat çoğunlukla geç dönem bulgusudur. Dışkı, koyu yeşil, kahverengi ve siyah olabilir
2. Sindirilmemiş Gıda: Bu bulgu biraz daha spesifiktir, dışkıda iyi sindirilememiş yem parçaları görülür. Ama fark etmek genelde oldukça zordur.
3. Kusma: Fark etmek oldukça zordur. Bazı durumlarda kanlı da olabilir. Kusmayı anlamanın en etkili metodu kuşun yem yedikten veya su içtikten sonra başını sık sık sallaması ve kafesin yan duvarlarına yapışmış kırık yem parçalarıdır.
TEŞHİS:
Dışkıdan, ağız salgısından alınan numunelerden kültür yapıp megabakteri üretimi yapmak oldukça çok zordur. Teşhis çoğunlukla ölen kuşların otopsisi sonrası konulmaktadır.
Kendi tecrübem;
Çoğunlukla çok geç fark ediliyor. Jilet göğüsü hep gördüm. Bununla beraber karnın şiş olması, karına bakıldığında göğüs kafesinden daha yukarıda gözükmesi, karın içinde bağırsakların yumak gibi gözükmesi en çok rastladığım bulgular arasındadır. Ek olarak bu kuşların ağızlarına doğru baktığımda dilleri ve diğer pembemsi görülen yerlerin renkleri açık renk olmakta, hatta beyazlaşmaktadır. Çoğunlukla bulgularla teşhis koymak çok zor olup, ben tedavi sorası düzeldi ise megabakteriosis teşhisi koymaktayım. Dışkı incelemelerinde megabakterleri fark etmek oldukça zor, sebebi de çok alışkın bir göz gerektirir. Ve boyama da yapılmalıdır ki bu, biz yetiştiriciler için oldukça zorlayıcıdır. Fakat özel merakı, mikroskoba ve mikrop boyama tekniklerini bilen profesyonelere ihtiyaç vardır.
TEDAVİ;
Oldukça zordur, klasik antibiyotiklere cevap vermez iyileşme göstermez. Penisilin, ve diğer grup antibakteriyeller (tylan, pulmotil, ampicillin, flagyl, nifkolvb) bu hastalıkta etkisi yoktur. Şayet ki, bu tarz antibiyotiklerle iyileşiyorsa bu megabakteriosis değildir. Ancak Sayın Ruhi Saruhan’ın yön gösterdiği bir reçete bulunmaktadır ki bunun etkinliğini ben test edemediğim için bilemiyorum, ama özellikle asitleştirici ve probiyotik kullanması iyileşmeyi başarmada bu metodun göz atılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Tedavi için kullanılacak ilaçlar aşağıdadır;
1. Amphoterecin B ;
Bu ilaç damardan verilir bu sebepten dolayı minik kuşlar için uygun görülmemektedir. Ancak bazı ilaçlar damardan verilen sıvı formu ağızdan verilince de etki göstermektedir, ilacın üreticilerine sordum ama hala yanıt vermediler. Olduça pahalıdır, bir şişesi yaklaşık 250 tl. Abelcet, Fungizone, Amphocil piyasa isimleriyle eczanelerde bulma imkanınız vardır. Yurtdışında ağızdan alınan formlarıda bulunmaktadır. Ancak çok pahalıdır.
2. Nystatin:
Bu ilaç literatürde kullanıldığı ifade edilmekte ancak etkisi konusunda şüpheler vardır. Korunma amaçlı verilebileceği ifade edilmektedir. Fungostatin ve Mikostatin adıyla eczanelerde şurup formuna ulaşabilirsiniz. Fiyatı yaklaşık 7 TL’dir.
Kullanımı; günde 4 defa kuşun ağzına 2 damla damlatılır, peşinden 1-2 damla su verilir, başını sallayıp dışarı atmasına engel olmak için boğazı aşağıya doğru hafifçe sıvazlanır, ek olarak suyuna (100ml) 1 kaşık konur. Suluğun koyu renk plastikten yapılmış olmasına dikkat edilir.
3. Fluconazol:
Ben bu ilacı kullanıyorum. Hem şurup hemde kapsül formu bulunmaktadır. Kapsül formunu suluk içinde veya iştahı olan kuş için mama içerisinde, şurup ise ağız yolundan damlatılarak verilebilir. Oldukça etkisi vardır, fiyatıda uygundur. Piyasada birçok adla kapsül formları vardır; Candidin, Kandizol, Zolax, Flurit bunlardan bir kaç tanesidir, ben Flucan Dermatolojik tableti kullanıyorum, içinde iki kapsül çıkmakta fiyatı yaklaşık 20 TL .
Kullanımı: Bir kapsül 100 ml suda eritilir ve 100 ml’lik suluklara 1 ml hazırlamış olduğumuz eriyikten konulur.
Ağızdan şurup formu ise Triflucan şurup ismiyle satılmaktadır. Bunun da kullanımı, günde 1 defa 3 damla kuşun ağzına damlatılır, ve yutma manevrası uygulanır.
Tedavi süresi hasta kuşlarda minimum 30 gün olmaktadır.
DESTEKLEYİCİ TEDAVİ
1.Hasta kuş ayrılır, ılıman bir ortama konulur,
2.Suluğu ve yemliği her gün taze tutulur,
3.Kafesin altı her gün değiştirlir,
4.Suyu asitleştirlir, bunun için elma sirkesi, normal sirke, greyfurt suyu kullanılabilir. Turnusol kağıdı (akvaryumcularda vardır) ile pH kontrol edilir, pH’ın 5’e kadar indirilmesi sağlanır, suyun mümkün oldukça yumuşak su olamsına özen gösterilir,
5.Arada bir suyuna C vitamini eklenir, bu bağırsak epitelinin gelişimine yardımcı olur, multi vit de kullanılmalıdır,
6.Lactobacillus gibi probiyotik mayalar kuşlara verilmeye çalışılır, bu bağırsak florasını düzenler, asiditeyi dengeler.
KORUMA
Evet temel yol koruyucu tedbirlerdir, kuşlarımızın bu mikroba yakalanmamasıdır.
Bu hedef doğrultusunda;
1.Temizlik kuralları (kafes, tünek, yemlik suluk hijyeni vb.)
2.Hasta kuşlara tecrit
3.Temiz yem
4.Temiz su
5.Ara sıra suya elma sirkesi takviyesi
6.Profilaktik antimikotik kullanımı; her ay kuşların sularına flucan kapsül koyup 3-5 gün devam etmek
7.Probiyotik kullanımı
8.Suya klorheksidin takviyesi (eczanelerde Cloder oral sprey olarak satılmakta), bir suluğa bir puf sıkılır.
SM-G955F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi