Karadeniz Pet

Kuş beslemek caiz mi ?

Emre Özcan

Meraklı Üye
Katılım
24 Ara 2015
Mesajlar
322
Tepkime puanı
32
SORU : Evde çok şirin bir muhabbet kuşum var. Acaba evde muhabbet kuşu beslemek caiz midir? Dinen bir sakıncası var mıdır?

CEVAP : Dünyası en geniş, sahası en vâsi olan bir mahlûk da kuştur. Gökyüzünün bütün derinlikleri, yeryüzünün de yine bütün serinlikleri kuşundur. Hürriyeti hudutsuz, istifâde sahası sonsuzdur.

İşte böylesine geniş ve derin dünyalı bir varlığı alıp da avuç içi kadar dar bir kafese hapsetmek, bunca geniş dünyasından koparıp, burada can çekişir gibi bir hayata mahkûm etmek, herhalde insan akıl ve mantığıyla da bağdaşmamakta, beşer şefkati dahi bunu mâkul görmemektedir.

Ayrıca böylesine geniş hayatı olan bir kuşu bu kadarcık dar bir kafese hapsetmenin belli bir faydası, meşrû bir neticesi de yoktur. Sadece sahibinin şahsen duyduğu zevk, ferden hissettiği lezzettir.

Gariptir ki, bu zevk ve lezzet, geniş dünyasından koparılıp hapse atılan kuşcağızın feryad ü figanından alınmakta, onun âdeta firaklı ağlamasından duyulmaktadır. Bir kısım canlıların ıstırabından zevk almak gibi bir lezzettir bu. İşte bu yüzden İmam-ı Birgivî Hazretleri, kafeste kuş hapsedip, onunla eğlenmeyi günahlardan saymış, âfâtlar arasında zikretmiştir.

Ancak, sâdece kafeste yaşayabilen, kafes dışında yaşama alışkanlığı bulunmayan dar sahalı kuşların kafeste beslenip bakılmasında mahzur görmemiştir.

Belli başlı bir fayda elde etmek için beslenen kuşlarda da mahzur olmadığı izah edilmiştir. Av avlamak için beslenen kuş gibi. Bâzılarının bir hastalık hâline getirerek besledikleri güvercinler ise, faydasız bir işle iştigalden başka bir şey olmadığından mekruh sayılmıştır. Hattâ, bâzı eserlerde sâdece eğlence olsun için güvercin besleyip, kuşla oynamanın fakirliğe sebep olacağı da kaydedilmiştir.

Halife Hazret-i Osman zamanında Medine’de güvercin merakı alıp yürüdüğünden bahsedilince, durumu tahkik ettiren Hazret-i Osman, derhal yasak koymuş, güvercinle uğraşmayı faydasız işle faydalı zamanı imha etmek olarak izah ederek zaman israfçılarını cezalandırmıştır.

Küçük çocukların kısa bir zaman kuşla eğlenip oynamaları bundan ayrı tutulmuştur. Henüz kuş denen cinsin hususiyetlerini ilk defa görüp hayrete düşen konuşma devresi çocuklarının bu hâli, bir zaman israfı sayılmamıştır. Bu mahlûku öğrenip tanıma fırsatı olarak görülmüştür.

Bunun şartı da eziyet ettirmemek, hayvanın ıstırap çekmesine sebep olmamaktır.

Kafeste beslenen kuşun ciddi bir fayda getirmediğinden dolayı mekruh oluşundan olacak ki, yumurta yapan tavuğu hapsedip, bekletmenin câiz ve uygun olduğu da aynı bahiste kaydedilmiştir. Zira bunda bir fayda vardır.

Nitekim ev dışında av köpeği beslemek, bağ ve bahçeyi bekleyen köpeklere bakmak da câiz görülmüş, ancak hiçbir faydası olmayan süs köpekleriyle meşgul olup ev içine almak ise haram kılınmıştır.

Ahmed Şahin






Yazi bbaska bir forumdan alıntidir.
Kendi görüşüm muhabbet kuslarinin bence beslemek tam olarak caizdir diyemiyecegim çünkü bunlari birisi nnormal dogal ortamlarindan alip getirmişler , bize düşen bu kuslari alıp kafese degilde , dogal ortamlarina geri gondermek olacaktir.

Sizin görüşlerinizi almak isterim.
 
Kuş besiciliği yapmak ve satmak caiz mi? Ben kafeste kanarya besliyorum. Bunları çiftleştiriyorum. Kuşları satarak para kazanıyorum...

Cenab-ı Hak bütün mahlûkatı insanın emrine vermiştir. Kâinatta Allah’ın yarattığı her varlık ya bizzat veya dolaylı olarak insana hizmet etmektedir. İnsana düşen de bu varlıklardan Yaratıcısının gösterdiği ölçüler çerçevesinde istifade etmektir.

İnsan yeryüzünün halifesi olarak yaratıldığından, sair varlıklarda tasarrufa yetkili kılınmıştır. İhtiyacı olduğunda bitkilerin ve ağaçların meyvelerini alıp yediği gibi, hayvanların da et, süt, yün ve deri gibi nimetlerinden faydalanmaktadır. Hattâ ehil hayvanlardan daha başka maksatlarla da istifade etmektedir. Kediler, zararlı haşerelere karşı evin bekçisi olduğu gibi, köpekler de hırsız ve vahşi hayvanlara karşı sürülerin bekçiliğini yapmaktadır.

Kuşların bir kısmı mevsiminde avlanarak yenildiği gibi, bazıları insan hayatını ses ve süsüyle renklendirmektedir. Bülbül, kanarya gibi kuşların ses ve görüntüleri insan zevkini okşamaktadır.
Hayvanların insan hayatıyla olan bu yakınlığı içindir ki, Kur’ân’da birçok sûrenin ismi hayvan isimlerinden seçilmiştir; Bakara (inek), En’am (davar), Nahl (arı), Ankebût (örümcek), Fil, Neml (karınca) sureleri...

Şu âyet-i kerime de insanın hayvanlardan istifade etmesine açıkça işaret etmektedir:

“Hayvanları da O yarattı. Onlardan sizin için ısıtıcı (şeyler) ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz. Sizin için onlarda ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır. Atları, katırları ve merkepleri binmeniz ve süslenmeniz için (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır.”1

Görüldüğü gibi hayvanlar insanların hizmetine verilmiş, onlara hem bir binek, hem bir gıda, hem de eğlendirecek, ünsiyet edecek bir süs olma vasfı verilmiştir.

Bu izahlar ışığında bülbül, muhabbet kuşu ve kanarya gibi kuşların kafeslerde beslenmesinin ve evde süs olarak bulundurulmasının bir mahzuru yoktur. Mahzur,hayvanlara zulmedildiği noktada kendini gösterir. Çünkü canlılara eziyet etmemek, merhamet ve şefkat etmek dinimizin bir gereğidir. Kafeste yaşamaya alışmış kafes kuşlarını beslemek ise onlara bir zulüm sayılmaz.

Nitekim bununla alâkalı bir hadiseye Asr-ı Saadet'te rastlıyoruz. Şöyle ki:

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) hizmetinde bulunan Enes bin Malik’in annesinin evine ara sıra giderlerdi. Hz. Enes’in küçük kardeşi Umeyr’in bir kuşu vardı. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) çocuğun gönlünü hoş etmek için “Kuşcağız ne oldu?” diye lâtife ederdi.2

Bu hadiseden de anlıyoruz ki, kuşu hapsetmek caiz olmasaydı, Peygamber Efendimiz (a.s.m.) mutlaka onun serbest bırakılmasını emredip, bu fiili yasaklayacaktı.

Bununla beraber, kuş dahil, hiçbir canlıya eziyet etmemek gerektiğini ve ömür denilen en kıymetli sermayeyi iman hakikatleri ile meşguliyet ve tefekkür gibi daha ciddî ve semereli meşguliyetlerle geçirmek, bu hakikatlere zarar verecek malâyani şeylerden kaçınmak lâzım geldiğini de unutmamak lâzımdır. Ayrıca, domuz dışında bütün hayvanların alınıp satılması caiz görülmüştür.3

Dipnotlar:

1. Nahl Sûresi, 5-6-8.
2. İbni Mâce, Edeb: 24.
3. el-Fetevâ’l-Hindiyye, 3: 114.

(Mehmed Paksu, Helal – Haram)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Alıntıdır.
Bu makaleye ve bu hadise bakarak kuşa zarar vermedikçe ve kuş besleyen kişi vaktini aşırı israf etmedikçe caiz olabilir diye düşünüyorum.
 
Bu canlıların anavatani binlerce km uzaktaki tropikal iklim kuşağında yer alan bir ülke. Çok eski zamanlarda bu kuşlar dünyanın değişik bölgelerine getirilmiş. E sonuç olarak ülkemizde de milyonlarca muhabbet kuşu var. Şimdi soruyorum sırf özgür bırakalım diye doğaya saliversek milyonlarca muhabbet kuşundan kaçı hayatta kalır? O vakit daha büyük bir kıyım olmaz mı? Bence hayvana eziyet ediliyorsa günah yoksa burdaki pek çok arkadaş kuşlarına gözü gibi bakıyor
 
Caizmi değilmi orasını bilemem. Fakat bildiğim su ki bu kuşlar doğada yapamaz. 3 yıl önce bir kuşum kaçtı ve yere konar konmaz serçeler üşüştü basına. Ben yetişene kadar döverek öldürmüşler. Kimse tutupda kuşunu ölüme bırakmaz. Bu caizmi?
 
Doğa kuşları olan saka gibi kuşlar ülkemizde yakalanıp kafese atiliyorlar ve kafese alışan kuşlar yaşıyor ; alışamayanlar ise maalesef pisi pisine ölüyor. Bunun gibi kafes hayatına alışmamış kuşları yakalayıp onların hayatlarını riske atmak bence caiz değildir. Ama ülkemizdeki muhabbet kuşları zaten kafese alismislar gidip ana vatanlarına bıraksak bile yasayamazlar . Yani bu kuşları beslemekte bir sıkıntı yok bu açıdan bakarsak.
 
Muhabbet kuslarini salsak uzun sure ucamaz yiyecek bulamaz hayatini koruyamaz vicdanende rahatim kendimce cok iyi baktigima inaniyorum yabani kuslarin dogada yasayabilecek olanlarin yakalanip kafese hapsedilmesini istemem
 
SORU : Evde çok şirin bir muhabbet kuşum var. Acaba evde muhabbet kuşu beslemek caiz midir? Dinen bir sakıncası var mıdır?

CEVAP : Dünyası en geniş, sahası en vâsi olan bir mahlûk da kuştur. Gökyüzünün bütün derinlikleri, yeryüzünün de yine bütün serinlikleri kuşundur. Hürriyeti hudutsuz, istifâde sahası sonsuzdur.

İşte böylesine geniş ve derin dünyalı bir varlığı alıp da avuç içi kadar dar bir kafese hapsetmek, bunca geniş dünyasından koparıp, burada can çekişir gibi bir hayata mahkûm etmek, herhalde insan akıl ve mantığıyla da bağdaşmamakta, beşer şefkati dahi bunu mâkul görmemektedir.

Ayrıca böylesine geniş hayatı olan bir kuşu bu kadarcık dar bir kafese hapsetmenin belli bir faydası, meşrû bir neticesi de yoktur. Sadece sahibinin şahsen duyduğu zevk, ferden hissettiği lezzettir.

Gariptir ki, bu zevk ve lezzet, geniş dünyasından koparılıp hapse atılan kuşcağızın feryad ü figanından alınmakta, onun âdeta firaklı ağlamasından duyulmaktadır. Bir kısım canlıların ıstırabından zevk almak gibi bir lezzettir bu. İşte bu yüzden İmam-ı Birgivî Hazretleri, kafeste kuş hapsedip, onunla eğlenmeyi günahlardan saymış, âfâtlar arasında zikretmiştir.

Ancak, sâdece kafeste yaşayabilen, kafes dışında yaşama alışkanlığı bulunmayan dar sahalı kuşların kafeste beslenip bakılmasında mahzur görmemiştir.

Belli başlı bir fayda elde etmek için beslenen kuşlarda da mahzur olmadığı izah edilmiştir. Av avlamak için beslenen kuş gibi. Bâzılarının bir hastalık hâline getirerek besledikleri güvercinler ise, faydasız bir işle iştigalden başka bir şey olmadığından mekruh sayılmıştır. Hattâ, bâzı eserlerde sâdece eğlence olsun için güvercin besleyip, kuşla oynamanın fakirliğe sebep olacağı da kaydedilmiştir.

Halife Hazret-i Osman zamanında Medine’de güvercin merakı alıp yürüdüğünden bahsedilince, durumu tahkik ettiren Hazret-i Osman, derhal yasak koymuş, güvercinle uğraşmayı faydasız işle faydalı zamanı imha etmek olarak izah ederek zaman israfçılarını cezalandırmıştır.

Küçük çocukların kısa bir zaman kuşla eğlenip oynamaları bundan ayrı tutulmuştur. Henüz kuş denen cinsin hususiyetlerini ilk defa görüp hayrete düşen konuşma devresi çocuklarının bu hâli, bir zaman israfı sayılmamıştır. Bu mahlûku öğrenip tanıma fırsatı olarak görülmüştür.

Bunun şartı da eziyet ettirmemek, hayvanın ıstırap çekmesine sebep olmamaktır.

Kafeste beslenen kuşun ciddi bir fayda getirmediğinden dolayı mekruh oluşundan olacak ki, yumurta yapan tavuğu hapsedip, bekletmenin câiz ve uygun olduğu da aynı bahiste kaydedilmiştir. Zira bunda bir fayda vardır.

Nitekim ev dışında av köpeği beslemek, bağ ve bahçeyi bekleyen köpeklere bakmak da câiz görülmüş, ancak hiçbir faydası olmayan süs köpekleriyle meşgul olup ev içine almak ise haram kılınmıştır.

Ahmed Şahin






Yazi bbaska bir forumdan alıntidir.
Kendi görüşüm muhabbet kuslarinin bence beslemek tam olarak caizdir diyemiyecegim çünkü bunlari birisi nnormal dogal ortamlarindan alip getirmişler , bize düşen bu kuslari alıp kafese degilde , dogal ortamlarina geri gondermek olacaktir.

Sizin görüşlerinizi almak isterim.
Merhabalar emre bey dini konularda biraz bilgim vardır okurum bol bol ama çok bilmeyi gerektirmeyecek bir soru sormak istiyorum. Sizce birşeyin günah olduğuna kim karar verir ve neye göre bu kararı verir. Sizin alıntı yaptığınız bu yazıda Allah'ın yarattığı bir kulun kuş beslemeyi günah ilan ettiği yazıyor. Sadece bu cümleden bile yazının boş bir temele dayandigi anlaşılmaktadır. Din tartışmasına girmek istemem ama Allah bize okuyup anlayalim diye Kuran-ı Kerim i indirmiş ve burada aciklananlari açık açık anlatmıştır. Öyle din alımı ulema falan olmaya gerek yok anlamak için. Böyle din alımı vs kişilerin söyledikleri ve yazdıklarına değil Allah in insanlara bir lütfu olan Kuran-ı Kerim i referans almanızı öneririm.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Geri
Üst